24 Kasım 2008 Pazartesi

Ders Alınacak 3 Hikaye

Hikaye 1 :


Adamın biri tam duşa girmek üzeredir ve karısı da
duşunu almış olarak kabinden çıkmaktadir ki, kapının zili çalar. Kapıya
kimin bakacağı konusunda ufak bir tartışma sonrasında kadın pes eder. Üzerine bir havlu alarak merdivenleri aşağı iner ve kapıyı açar. Gelen,
eşinin arkadaşı x'tir. Kadın daha selam veremeden x; "havlunuzu
üzerinizden yere düşürürseniz size anında 300 Euro veririm" der. Kadın
bir müddet tereddüt eder, ancak havlunun düğümünü açarak havlunun
düşmesini sağlar. X ona bakar ve 300 Euro verir ve söze devam eder: "antrede doğabilecek ufak bir tensel yakınlık için size 500 Euro daha verebilirim,hem de derhal" der.
Önce şaşkın, fakat daha sonra adrenalinin verdiği heyecan ve alacağı para
ile yapabileceklerinin anlık hayaliyle kısa bir duraksamadan sonra kabul
eder.

Yaşamış olduğu olayın ve kısacık bir süre içerisinde edinmiş olduğu ufak
servetin heyecanıyla merdivenleri yukarı çıkarak banyoya geri döner. Hala
duşta olan eşi ona kimin geldiğini sorar. "Arkadaşın x" diye cevap verir
kadın.

"Çok iyi, ona borç verdiğim 800 Euro' yu getireceğini söylemişti,onu
getirdi o zaman."


1. hikayeden çıkartılacak ders:

Eğer bir ekipte çalışıyorsanız bilgiyi saklamayın,paylaşın. Karar
mekanizmasında belirleyici olabilir.
Böylece yanlış anlaşılmaların ve dışarıya karşı kötü duruma düşmenin önüne
geçebilirsiniz.
Hikaye 2 :

Aracının direksiyonuna geçip kiliseye gitmek üzere
yola koyulan rahip yolda yürümekte olan bir rahibeye rastlar. Aracını
durdurur ve kiliseye kadar onunla gelmek isteyip istemediğini sorar. Kadın
arabaya biner ve bacak bacak üstüne attığında bacaklarının güzelliği
ortaya çıkar. Rahibin gözü kayar ve bakayım derken kısa bir süre için aracın kontrolünü kaybeder. Aracı tekrar kontrol altına aldıktan sonra
sağ elini rahibenin bacağı üstüne koyar. Rahibe ona bakar ve şöyle der:
"Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz ?"

Utançtan kıpkırmızı olan rahip derhal elini çekerek rahibeye özürlerini
sıralar. Bir müddet sonra aklı tekrar karışır ve rahibenin bacağına tekrar dokunur vites değiştirme bahanesiyle ve rahibe ayni soru ile karşılık verir: "Rahip, 129. ayeti hatırlıyor musunuz?"

Utancından yine kızaran rahip elini çeker ve "afedersin kardeşim,
insanoğlu zayıf düşebiliyor" der.

Kiliseye vardıklarında rahibe arabadan iner ve tek
kelime söylemeksizin, ancak çok manalı bir bakış fırlatarak kaybolur.

Rahip aceleyle içeriye koşturur ve bir İncil alarak 129. ayeti açar, 129.
ayet şöyle demektedir: ileriye gidiniz, daha yukarlarda arayınız. Orada
güzellikler bulacaksınız.



2. hikayeden çıkartılacak ders:

Görev alanınızla ilgili her zaman bilgili olun, aksi
taktirde fırsatları kaçırabilirsiniz.
Hikaye 3 :

Pazarlamacı, şef sekreter ve personel müdürü bir öğlen
Paydosunda lokantaya doğru yürümektedirler. Parktaki banklardan
birinin üzerinde sihirli bir lamba bulurlar. Lambayı ovarlar ve
gerçekten de lambadan cin çıkar: "Aslında kişiye 3 dilek hakki veriyorum ama sizler üç kişi olduğunuz için hepinizin birer dileğini
gerçekleştirebilirim" der cin. Şef sekreter arsızca atılarak "önce ben" diyerek sıranın önüne yerleşir: "Bahamalarda, muhtesem bir sahilde tatil yapmak istiyorum. Tatilim hiç bitmesin ve hiçbir dert hayatıma girmesin" diye dileğini ifade eder. Ve hoop, ortadan kaybolur.

Şimdi de pazarlamacı atılır ve "şimdi sıra bende" der.



"Hayallerimdeki kadınla Tahiti sahillerinde Pina
Colada içmek istiyorum"
der ve hoop, o da ortadan kaybolur.

"Şimdi sıra sende" der cin, Personel Müdürüne.

Müdür kendinden emin, "ikisini de öğleden sonra
işlerinin başında görmek istiyorum" der.



3. hikayeden çıkartılacak ders:

Üstünüz olan birinin her zaman için önce konuşmasına
izin verin.

Hiç yorum yok:

İzleyiciler

Blog Arşivi