9 Mayıs 2009 Cumartesi

Messi'ye bak Arda!

Messi'ye bak Arda!

Arda o kadar ileri gidiyor ki, üzerinde silah resmi olan tişörtle dolaşabiliyor. Messi ise tişörtüyle genetik bir hastalığa dikkat çekiyor. Messi ‘yaşatın´ diyor, Arda ise...

Benzer birçok özellikleri var. İkisi de çok genç. İkisi de yıldız. İkisi de yetenekli, çocuksu, sempatik, muzip, cana yakın. İkisi de çocukların, gençlerin idolü, rol modeli. Biri dünyanın gözbebeği, diğeri de bizim. Lakin bir noktada birbirlerinden taban tabana ayrılıyorlar. Messi üstüne katarak tarihsel bir figür olma yolunda hızla ilerlerken, Arda şöhretin ağırlığı altında ezilmeye başladı. Öyle ki son zamanlarda hangi taşı kaldırsan altından Arda çıkıyor. Bilerek ya da bilmeyerek, kendisine duyulan sempatiyi bitirecek olayların ortasında boy gösteriyor. Eylemleriyle, söylemleriyle, yaşam tarzıyla bir futbol yıldızından çok kenar mahalle kabadayısı görüntüsü sergiliyor. Tavırları, tarzı öylesine itici ki, sanki karşımızda Kurtlar Vadisi’nin en kurdu Polat Alemdar’ın kötü bir kopyası duruyor. Galatasaray asaleti ve terbiyesi dururken, o mafya jargonunu benimsiyor. Bu konuda o kadar ileri gidiyor ki, üzerinde silah resmi olan tişörtle halkın arasına karışabiliyor. Oysa diğer yanda Messi çocukları pençesine alan genetik bir hastalığın adını tişörtüne taşıyarak dünyanın dikkatini bu illete çekiyor. Biri ne kadar anlamlıysa, diğeri o kadar manasız ve sığ. Messi yaşatın diyor, Arda ise...
Sorun yaşta değil başta!
‘Arda henüz 22 yaşında’ diyenlerin seslerini duyar gibiyim. Messi de öyle! 22 yaş deyip geçiştiremeyiz. Ne de olsa Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştır, 21 yaş. 68 kuşağının dünyayı değiştirmek için harekete geçtiği yaşlardır aynı zamanda 20’li yaşlar. Sorun ne yazık ki yaşta değil, başta! Arda, nereden geldim değil, nereye geldim demelidir. Nereden geldiğinin bu saatten sonra önemi yoktur. Gelmiş olduğu nokta, çocukluğunda edindiği varoş kültürünü terketmesini zorunlu kılmaktadır. Galatasaray gibi köklü bir kulübün sembol oyuncusu olmak yolunda ilerlediğini unutmamalıdır. Metin Oktay’ın tahtının varisi olmak istiyorsa, şimdiki kafa yapısını değiştirmelidir. Edindiği çevreyi de... Kendisini hoş görüp sırtını tapışlayanlara kanmamalıdır. Düştüğü zaman ilk tekmeyi onlar vurur çünkü.
Arda sorumlu davranmaya mecburdur. Bulunduğu konum bunu gerektirir. Zira bir popüler kültür ikonudur. Bir modeldir. Arda silahlı tişörtle gezerken, bu ülkenin genç nesli de onun resminin, isminin basılı olduğu tişörtleri giymektedir.

Ya bu işi başarır ya da...
Arda’nın kendisini örnek alan bu nesle şiddet mesajı vermeye hakkı yoktur. Üstelik bu ülke şiddetten bu kadar muzdaripken. Arda sahip olduğu misyonun farkına varmalı ve kendisini ona göre dönüştürmelidir. Bunu başardığı takdirde futbol tarihimize adını altın harflerle yazdıracaktır. Aksi halde parlak bir gecede aniden kayan yıldızlar gibi boşluğa düşüp kaybolacaktır. Seçim kendisinin...

Hamit TURHAN

2 Mayıs 2009 Cumartesi

Serdar Ali Çelikler Tahsin Kaya, Ali Şen ve Aziz Yıldırım

Serdar Ali Çelikler
Tahsin Kaya, Ali Şen ve Aziz Yıldırım
02.05.2009 08:36:21

BAŞKAN Tahsin Kaya'nın ikinci ve son başkanlık dönemiydi. Zaten yıllardır şampiyon olamayan takım bir önceki sezonu çok kötü bitirmişti. Elde Rıdvan, Müjdat, Nezihi, Şenol gibi birkaç iyi isim olmakla beraber takımın bir revizyona ihtiyacı vardı. Yabancı hakkı sadece ikiydi ama Tahsin Kaya kafaya koymuştu, takım yenilenecekti:
Kaleci: Toni Schumacher (Köln'den)Sağ Bek: Taygun Erdem (Bursa)Sol Bek: Şenol Ustaömer (Trabzon) Stoper: Ergin Parlar (Sönmez Filament) Orta Saha: Turan Sofuoğlu, Serdar Şenkaya, Oğuz Çetin (Sakarya); Hakan Tecimer (Rize) Forvet: Orhan Kapucu (Samsun), Aykut Kocaman (Sakarya) ve Hasan Vezir (Rize)Olmak üzere toplam 11 yeni oyuncuyu kadrosuna katan Fenerbahçe, teknik direktörünü de yeniledi ve Todor Veselinoviç'i getirdi. Türk futbol tarihine geçen 93 puanlı 103 gollü şampiyonluk böyle geldi. Tahsin Kaya tarihe geçti.
***
Başkan Ali Şen, 7 yıllık şampiyonsuzluğun üstüne yeni takım kurmaya karar verdi. Elde Uche, Rüştü, Bülent, Oğuz, Aykut, İlker gibi birkaç iyi isim kalmıştı. Efsane Başkan Ali Şen,takımdaki revizyon ihtiyacını görmüş ,ilk iş olarak Parreira'yı getirmişti. Sırada kadro revizyonu vardı: Stoper: Jes Högh (Aalborg) Sol Bek: Erol Bulut (E.Frankfurt) ve Halil İbrahim Kara (Kocaeli)Sağ Bek: Mustafa Özer (Gaziantep)Orta Saha: Tayfun Korkut (Stuttgart Kickers) ve Tarık Daşgün (Gençlerbirliği) ve Serkan Reçber (Zeytinburnu) Forvet: Dalian Atkinson (Aston Villa) ve Elvir Boliç (Gaziantep)Olmak üzere toplam 9 yeni oyuncuyu kadrosuna katan Fenerbahçe, Parreira'nın dünya futboluna kazandırdığı ön liberolu sistemi kullandı. Parreira 29 yaşına gelmiş ve hayatı boyunca sağ kanat ya da forvette oynamış İlker'den o yaşta sağ bek yarattı. İlker, sağ bek mevkiinden milli oldu. Kemalettin Türkiye'de ön libero denince akla gelen ilk isim oldu. Högh ile Uche yıllarca örnek gösterildi. F.Bahçe Türk futbol tarihine geçen bir şampiyonluk yaşadı. Çünkü sezon sonunda kalesinde sadece 19 gol görmüştü.
***
Aziz Yıldırım'ın sıkıntılı günleri bitmek bilmiyordu. Tesisler yapmış ama sportif başarısızlık had safhaya gelmişti. Ezeli rakip UEFA Kupası'nı kaldırmıştı. Yıldırım radikal bir karar verip Mustafa Denizli'yi takımın başına getirdi. Transfer için bütçeyi 70 milyon dolar olarak belirledi. Takımda Rüştü, Abdullah, Ogün, Johnson, Uche gibi iyi futbolcular vardı ama revizyon gerekliydi.
Stoper - Libero: Zoran Mirkoviç (Juventus), Mert Meriç (Kocaeli) Orta Saha: Nikola Lazetiç (Obilic), Yusuf Şimşek (Denizli), Celil Sağır (Samsun), Ali Güneş (Frieburg), Haim Revivo (Celta Vigo) ve Milan Rapaiç (Perugia) Forvet: Kenneth Anderson (Lazio), Serhat Akın (Karlsruhe) ve Elvir Baliç (Real Madrid) takıma katıldı. Fenerbahçe ilk ve son kez bir yerli teknik direktörle şampiyon olup tarihe geçti, üstelik Türk futbol tarihinin en iyi kadrosu olarak gösterilen G.Saray'a karşı.
***
Fenerbahçe zor zamanlarından hep revizyonla ayağa kalkmış bir camia. Yenilenmezse kendi kendini kemiriyor. 200001 sezonunda toplam 11 yeni oyuncu alıp takımı baştan yapan Aziz Yıldırım, benzeri bir operasyonu 2003-04 sezonunda da yaptı. O takım, "Durdurulamaz" denilen Beşiktaş'ın 11 puan gerisinden gelip şampiyon oldu.
F.Bahçe önümüzdeki yıl Can, Yasin, Edu ve Lugano'nun yerine 2'si yabancı 3 stoper; 1 sol açık; 1 her iki kanatta da top taşıyabilen forvet ama en önemlisi iki yönlü 2 orta saha oyuncusu olmak üzere en az 7 oyuncu almalı. 3 yıllık planlama yapabilecek bir teknik adamla anlaşmalı ve Avrupa başarısı vizyonu üzerinde durmalı. Yoksa seneye de aynı senaryolar yaşanacaktır. Ne de olsa tarih tekerrürden ibarettir. F.Bahçe için de başkanları için de.

Gelibolu/Şahane bir çalışma. Saklayınız.

18 MART ANISINA....ÇANAKKALE 'YE GİDEMİYORSANIZ, ÇOLUK ÇOCUĞUNUZU
GÖTÜREMİYORSANIZ. .. İŞTE,SİZE AİLECE GİDEBİLECEĞİNİZ ÜÇ BOYUTLU Ç.KALE
TURU.... ÜSTELİK ÜCRETSİZ,ÜSTELİK OTURDUĞUNUZ YERDE YORULMADAN DOLAŞMA,
GEZME ve GÖRME OLANAĞI...

http://www.360tr. net/17_canakkale /gelibolu/

BiyoTÜRK.com SÖZLÜK açıldı !!!

BiyoTÜRK.com SÖZLÜK bölümü açılmıştır.

  • İngilizce
  • Fransızca
  • Almanca gibi birçok dilde CÜMLE ve METİN çevirisini kolaylıkla yapabilirsiniz.

SÖZLÜK için tıklayın.

Cengiz Han Neden Musluman Olmadi?


Bilindiği gibi araplar Çingiz Hanın müslüman olması için çok uğraştılar. Çingiz han müslüman olsaydı koca orta asya kısa sürede müslüman olacaktı. Bu nedenle Çingiz hanı islama davet için giden Araplar ile Çingiz han'ın otağında şöyle bir konuşma geçer:

-Hanlar Hanı Cengiz Han, sizi islama davet için geldik

-islam dediğiniz nedir?

-Yüce peygamberimiz Muhammed Mustafa aracılığıyla tüm insanlara tebliğ edilen dindir.

-Peygamber dediğiniz nedir?

-Yerlerin göklerin yaratıcısının yer yüzündeki seçilmiş temsilcisi.

-Olabilir. Tengri

’nin buradaki temsilcisi de benim.

-Ama size bir kitap indirilmedi. Peygamberimize Kur'an indirildi.

-Kitab

ınızda ne yazıyor özetle? Araplar ihlas suresini okurlar.

Çingiz han, surenin Türkçeye çevirisini ister

-"De ki: O Allah, birdir. Allah, hiç bir şeye muhtaç değildir, her şey O'na muhtaçtır. O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O'nun dengi değildir."

Bunun üzerine Çingiz han bir kahkaha atar ve şöyle der:

-Siz bunları daha yeni mi öğreniyorsunuz. Biz bin yıldan beri bilir ve uygularız. Buyurun gidebilirsiniz!

İzleyiciler