16 Nisan 2009 Perşembe

Seyrantepe Peşkeşi bitmek bilmiyor.Şimdi de TOKİ Eren Talu'ya Kefil Oldu !!!!!!!

Talu sözleşmede revizyon yaptı, TOKİ kefil oldu.

Talu sözleşmede revizyon yaptı, TOKİ kefil oldu










Galatasaray'ın yeni stadının tamamlanması için gereken 100 milyon dolarlık krediye kefil olan TOKİ, Eren Talu ile arasındaki sözleşmede revizyon yaptırıp ekstra talepler koydurdu.

Galatasaray'ın İstanbul Seyrantepe'deki yeni stadının inşaasını üstlenen Eren Talu, Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) kefil olmasıyla Halkbank'tan 100 milyon dolarlık kredi sağlamak için çalıştıklarını ancak henüz kesinleşen bir durum olmadığını söyledi.
Dubaili ortaklarının bugüne kadar TOKİ temliklerinin kredi sağlamada bankalarca kabul edilmemesi nedeniyle beklediklerini vurguladı.
Galatasaray camiasının bitmesini dört gözle beklediği ancak sık sık açılış tarihi değişen Seyrantepe'deki yeni stadının duran inşaatının yeniden başlaması için para arayan projenin üstlenicisi Eren Talu, TOKİ'nin devreye girmesiyle aradığı krediyi sağlamak için gün sayıyor. Talu, "Çalışma halindeyiz. Ama bankadan kredi çıktı diye bir şey yok henüz" dedi.
TOKİ yönetimi de yürütülen çalışmayı doğruladı.
Kredi sağlanırsa Cimbom'un yeni stadı devletin desteğiyle dikilecek. Seyrantepe'deki araziye 60 bin kişilik stat yapılması karşılığında Mecidiyeköy'deki Ali Sami Yen'in yerine yapılacak olan rezidans, alışveriş merkezi projesinin hasılatından yüzde 7 pay alacak olan TOKİ, stat yapımı için aranan krediye kefil olma karşılığında sözleşmede yeni taleplerde bulundu.
Sözleşmede revizyon yapıldı
Sözkonusu taleplerin sözleşmenin detaylarına ilişkin olduğunu söyleyen Talu, "Bugüne kadar stada 71 milyon dolar harcadık. Biz yaptığımız harcamalar karşılığında da TOKİ temlikleri alıyoruz. Stadın bitmesi için 100 milyon dolar daha lazım. Bu parayı da TOKİ'nin kefil olmasıyla bankalardan kredi olarak arıyoruz. Yürütülen çalışmada kefilliğinin karşılığında TOKİ ekstra taleplerde bulundu. Bunlar sözleşmedeki bir takım detaylar. TOKİ temliklerini daha kuvvetli hale getirdik. TOKİ de ekstra garantiler aldı bizden. Onları riske eden bir durum olmadı. Sözleşmede bir iki değişiklik yapıldı" dedi. Talu, bu detayların ne olduğunu ise açıklamadı.
Seyrantepe'deki stat ihalesini kazanan Eren Talu-Alke İnşaat Ortak Girişim Grubu, projeyi tamamlamak için uzun süre kaynak aradıktan sonra Dubai'den kendisine iki ortak bulmuştu. Talu, 20 Kasım 2008'de bir basın toplantısı düzenleyerek, Abu Dhabi Group ve Al Zarooni Group ile yeni bir şirket kurduğunu açıklamıştı. 75 milyon lira sermaye ile kurulan ve yüzde 49'u Talu-Alke, yüzde 51'i ise Dubaililere ait şirket, stadın tamamlanması için 200 milyon dolar fon sağlayacaktı. Ancak aradan geçen 4 aya rağmen Dubaililer bu kaynağı sağlamadı.
Dubaililer niye uzak durdu
Peki, Dubaililer söz verdikleri parayı neden aktarmadı? Talu, bu soruya şu yanıtı verdi: "Biz başından beri TOKİ temlikleri karşılığında bankalardan kredi arıyoruz. Bu işe başlarken de TOKİ temlikleri kabul ediliyordu. Ancak kriz oldu ve bu temlikler kabul edilmemeye başlandı. Dubaililer de bizimle ortaklık kurarken TOKİ temlikleriyle kredi alınacağını düşünüyorlardı. Fakat bu olmayınca bu sorunun çözülmesi için bugüne kadar beklediler. Hiçbir şirket bir projenin tüm maliyetini kendi öz sermayesinden karşılamaz. Herkes yerli ve yabancı kaynaklarla bu tür büyük projeleri yapar. Dolayısıyla Dubaililer de bizimle ortak olurken TOKİ temlikleriyle kredi alacağımızı düşünerek bu işe girdiler. Statın yanısıra Ali Sami Yen'in yerine yapılacak projenin maliyeti 500 milyon doların üzerinde. Bir risk alıyorlar ancak Türkiye'de bu paraları yatırıp karşılığında aldığımız TOKİ temliğinin kredi sağlamada işe yaramamasını mantıksız buluyorlar. Bunun çözülmesini rica ettiler. 170 milyon dolarlık stat işini nakit olarak yapmayı mantıksız buluyorlar" diye konuştu.
Talu, TOKİ'nin kefil olmasıyla sağlanacak 100 milyon dolarlık krediye hem kendisinin hem de ortaklarının şahsen kefil olacaklarını ve geri ödememe gibi bir durumun söz konusu olmayacağını vurguladı.
STAT ZEMİN KAYMIYOR
Eren Talu, Galatasaray'ın yapımı süren stadının zeminin kaydığı ve bunun için gizlice kazıkların çakıldığı iddialarının ise yalan olduğunu söyledi. Talu, "Zemin kayması hakikaten büyük bir yalan. Böyle bir şey mümkün değil" dedi.
Talu, stadın inşaatının nisan başında yeniden başlayacağını ama bu arada bazı işlerin yavaş yavaş tekrar yürütülmeye başlandığını kaydetti. Stadı, 29 Ekim 2009'da açmayı hedeflediklerini ancak gelinen noktada bu tarihte revizyon yapmak zorunda kaldıklarını belirten Talu, "En geç aralık sonunda teslim ederiz. Galatasaray'ın 2009-2010 sezonunun ikinci yarı maçlarını yeni stadında oynayacağını düşünüyorum" dedi.
ZARAR ETSEM DE ÜZÜLMEM
Çok büyük zorluklar yaşamasına rağmen Galatasaray'a stat yapmasının kendisi için manevi açıdan çok büyük bir anlamı olduğunu belirten Talu, "Galatasaray'a stat yapmak benim için en üst düzey bir mertebedir. Dolayısıyla hiç bir zaman şikayet etmedim" dedi. Bir işadamı olarak bu işten kar edip etmeyeceğini ise piyasa koşullarının belirleyeceğini kaydeden Talu, "İşin sonunda kar mı zarar mı edeceğim dünyadaki kriz, Ali Sami Yen'in yerine yapılacak projenin satışı ve gayrimenkul sektörünün durumu belirleyecek. Ancak maddi zarar etsem bile bunu bir şekilde telafi ederim ama Galatasaray stadını dikerek büyük bir iş yapmış olurum" diye konuştu.
700 MİLYON DOLARLIK PROJE
Ağustos 2007'de TOKİ'nin yaptığı ihaleyi 777 milyon lira maliyet ve TOKİ'ye 234 milyon lira kâr payı taahhüdü ile hasılattan yüzde 7 pay koşuluyla Eren Talu Mimarlık-Alke İnşaat kazandı. Talu-Alke, Seyrantepe'de Galatasaray'ın kullanacağı 60 bin kişilik stat

karşılığında Ali Sami Yen Stadı'nın arazisinin tapusunu aldı. Talu-Alke, Kasım 2008'de Abu Dhabi Group ve Al Zarooni Group ile ortak oldu. Buna göre 700 milyon dolara malolacak stat ve Mecidiyeköy'deki projenin finansmanını Dubaililer üstlendi. Ama yeni şirkette yüzde 51 çoğunluğa sahip olan Dubaili gruplar, TOKİ temliklerinin kredi sağlamada yetersiz kalması nedeniyle 4 aydır bekliyorlar. Bugüne kadar 71 milyon dolar harcanan statta geçen günlerde taşeron firmanın işçileri alacakları için eylem yapınca inşaat durdu. Alacakları ödenen işçilerin sözleşmesi feshedilirken, yeni işçilerin nisanda işbaşı yapması bekleniyor.

****************

Ya bu ne rezilliktir ya.

Devlet kendi kiraya verdiği stadın karşılığında bedava yeni stad yapıp veriyor.

Hala sıkıntı var.Bu kez Devlet (TOKİ) yüklenici firmaya inşaat durmasın diye,kredi

bulamadığı için kefil oluyor.Gene bulamıyorlar.

Devlet kendi bankası Halkbankasından kredi verecek ,TOKİ kefil olacak.

BÖYLE REZİLLİK NEREDE GÖRÜLMÜŞTÜR YAAAAAAAAAAAA.!!!!!!!!!!!!

9 Nisan 2009 Perşembe

Obama ve İstanbul tanıtımı ,kaçan fırsat

Bu hükümetle ancak bu kadar.......
ABD başkanı Türkiyeye geliyor,İstanbul'u,tarihi ve turistik merkezimizi,Sultanahmet'i geziyor...Milyonlarca dolar değerinde bir tanıtım fırsatı....Üstüne üstlük Ayasofya müzesi ve Sultanahmet Camisini geziyor.....
Tüm kanallarda tek görüntü var, Galiba bu yayını TRT tüm dünyaya yayınlıyor...
Ne gördünüz?Ayasofya'yı mı?Sultanahmet camiini mi?Yoksa Obama ve etrafındaki 3-5 kişiyi mi?
Allahınızı severseniz söyleyin bana,ne gördünüz?Benim Kültür ve Turizm bakanım , maiyet memuru görüntüsünü ekrana taşımaktan başka ne işe yarıyor?Obama'nın gezisini kaçırılmaz bir fırsat sayıp ülkemin,İstanbul'un turistik değerlerini tanıtmak kimsenin aklına gelmiyor mu?Ayasofya müzesi ile Sultanahmet camisi başta olmak üzere, Tv yayının çekimini yapanlara, ''gel kardeşim, şu İstanbul'u bir havadan çek, Boğaz'ı Adalar'ı,Haliç'i şöyle bir gösterip Obama'nın gezdiği alanları,Dolmabahçe'den başlayıp Sultanahmet meydanını ,Kapalıçarşı'dan Mısır Çarşısına ekran başında oturan yabancılara ,Amerikalılara bir seyrettir, Obama buraları gördü,gezdi,sen de gel '' babından yarım saatlik bir yayının dünyaya verilmesi fena mı olurdu?
Ayasofya müzesi ve Sultanahmet camisi gezisinde TV'de ne gördünüz?Obama'yı gördünüz, Başbakanı gördünüz, yanında maiyet memuru görüntüsü veren ,resim çektirmeyi başarı sayan bakanları ,cami imamlarını gördünüz...Rehber varmıydı?Yoktu.Ayasofya'da bir sanat tarihçisi!! ,Sultanahmet camisinde ise ağzı kulaklarında, sırmalı kaftanlarına bürünmüş,rehberliğe soyunmuş iki din görevlisi...Ne anlattılar?Hepiniz duydunuz...yüzeysel iki üç bilgi, altı, altın, altıncı,onaltıncı padişah espirisi içinde kalan bilgi aktarımı.Hani mimari?Hani cami mimarisinin gelişim süreci?, hani 266 pencere, doğal aydınlatma?Hani fil ayaklarının pozisyonu?Yarattığı alanın sırrı?Hani isden mürekkep yapımı?Hani İznik çinisinin sırrı?Vakit mi yoktu?Bana bırak, iki saat ağzıma baktırayım, bizdeki rehberler saatlerce dinletir Obama'yı..
Ayasofya'yı kim yapmış? Anadolunun öz be öz çocukları atalarımızın olduğunu söylemeden,bu topraklarda din yüzünden savaş olmadığını anlatmadan,hem latin istilasının,hem haçlı savaşlarının bu topraklarının insanlarının değil,dışardan gelen işgalcilerin marifeti olduğunu söylemeden bir sunum yapılabilir mi?Hazır eline fırsat geçmiş, 10 dakikada kültürün de medeniyetin de bu topraklarda doğup dünyaya yayıldığını anlatsana be kardeşim, desene Obama'ya, bu gün bize tepeden bakan Avrupalı insanoğlunun Ayasofya büyüklüğünde bir mabedi yapabilmek için tam bin yıl beklediğini, ancak rönesans ile Vatikan da benzer boyutta bir mabet yapabildiğini anlatsana.
Sayın Ertuğrul Günay, cami imamından rehber olmayacağını siz söylemeyeceksiniz de kim söyleyecek.?
Obama ile resim çektirmek için zıp zıp zıplayan o rehberliğe soyunmuş iki din adamının halinden ben utandım, üzüldüm, siz utanmadınız mı?Yoksa siz de mi resim çektirme telaşından bunları aklınıza getirecek halde değildiniz?
Yazık, bu hükümet kapalı kapılar ardında ülkemize ne goller yedirdi bilemiyorum,ancak böyle tarihi bir tanıtım fırsatını göz göre göre kaçırmak ancak böyle bir hükümetle olur ,bunu bilin.
Bu fırsatı yazık edenlere yazıklar olsun, Obama'yı kim gezdirecek diye soru sorup gerekli girişimleri yapamayan rehber derneklerine de yazık olsun.Çekimi yapan kuruma gerekli direktifleri vermeyen siyasi iradeye de yazıklar olsun.
Obama'nın tanıtımı başarılı bir şekilde yapıldı, bravo!! ya ülkemin tanıtımı???
Geçmiş olsun.
Deniz Tüfekçi

Sudan gelen hastalıklar...

Kanserden alerjiye pek çok hastalıkta suyun eksikliği ve kalitesizliği yatıyor.

Doç. Dr. Nuri Haksever, "Vücudumuzun yüzde 75'i sudan oluştuğuna göre hastalıkların nedeninde suyun eksikliğini ve kalitesizliğini görebiliriz" dedi...

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nuri Haksever, "Kanserden başlayarak, alerjilere, sindirim ve organ bozukluklarına kadar pek çok hastalığın oluşumunda suyun da rolü var" dedi.

SUYUN RENGİNİN ÖNEMİ

Suyun renginin her zaman berrak olmasının arzulandığını ifade eden Haksever, " Suyun renkli olması bozuk olduğu anlamına gelmez. Suda çözünmüş halde bulunan demir, mangan, krom, nikel gibi metal iyonları ile organik bileşiklerin varlığını gösterir. Bitkilerin bozuşması, toprak yapısı, evsel ve endüstriyel kirlenme sonucu da olabilir" dedi.

Ancak bulanık suyun istenmeyen maddelerin varlığına işaret olduğunun unutulmaması gerektiğini belirten Haksever, " Bulanıklığı yüksek sular klorlandığında, çok zararlı ürünler ortaya çıkabilir. İyi klorlama için bulanıklık 1 değerinden düşük olmalıdır. Bulanıklığın kaynağı, endüstriyel, evsel kirlenme olabilr" diye konuştu.

YUMUŞAK SUYA DiKKAT

Sadece ağız tadı düşünülerek içilen yumuşak suların vücutta iletkenliği azalttığına dikkat çeken Haksever, "Bu da hücrelerarası iletişimi bozmaktadır. Sonuçta kalp hastalıkları, kanser, unutkanlık gibi pek çok durum karşımıza çıkmaktadır" ifadesini kullandı.

OKSiJEN MiKTARI


Suda arzu edilen oksijen miktarının eksik veya arzu edilen limitlerde olmamasının içilen suyun kalitesizliğini gösterdiğini aktaran Haksever, "Bu sudan ne miktarda içilirse içilsin hücreye yeteri kadar oksijen ulaşamaz. Beyin ve sinir hastalıkları, Alzheimer, kalp hastalıkları, şeker hastalığı ve benzeri onlarca hastalığa zemin oluşturur" dedi.

SUYUN FAYDALARINI ARTIRMAK İÇİN...

Sağlıklı suyun doğal antioksidan, dezenfektan ve antiseptik özelliklere sahip olması gerektiğini vurgulayan Haksever, özellikle güvenilir markaların ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini kaydetti. Haksever, "Suda oksijen oranı artırıldığı zaman felç dahil pek çok hastalığın tedavisinde fayda sağlanabiliyor. O nedenle problem odaklı değil çözüm odaklı düşünce sistemine uygun olarak oksijeni ve hücreye girişi artırılan suyu kullanarak tedavide yeni bir başlangıç oluşturmaktayız" şeklinde konuştu.

Şekere Karşı Beslenme Plani

Şekere yakalanmamak icin
BESLENME PLANİ


Hastaliklarin onlenmesinde beslenmenin buyuk rol oynadigi bilinen bir gercek.
Bazi besinleri tuketerek gorulme orani hizla artan diyabetin de onune gecmek mumkun.
İste diyabeti onleyen besinler.Seker hastaliginin onlenmesinde elma, kuskonmaz, balik,
visne, domates suyu, tarcin ve kirmizi biber gibi besin maddelerinin fonksiyonel icerikleri
ile destek sagladigini soyleyen Saglik Merkezi'nden Diyetisyen Berrin Yigit,
saglikli oldugu kadar lezzetli ve monulere rahatlikla eklenebilecek bu besinlerin bilinmeyen
yonlerini anlatti.

ANTİ DİYABETİK GİDALAR

Elma: Son zamanlarda 'Her gun 1 elma doktoru uzak tutar' sozunu duymaya oldukca alistik.
Farkli iklim sartlarinda farkli besinsel icerikler ve aroma ile yetisen bu meyveyi diyet disinda
tutmak icin hicbir negatif etkisi olmadigi gibi aksine her gecen gun faydalari ekleniyor.
İyice yikadiktan sonra kabuklari ile yenen elmanin tokluk hissi saglamasi yaninda
kabuga yakin yuzeyde bolca bulunan kuersetin isimli antioksidanlarla seker hastaligina i
yi gelen ozelligi dikkat cekiyor.
Ote yandan tarim ilaclarinin etkisini sifirlamak icin mutlaka ovarak,
akan temiz sularla yikanmasina dikkat edilmeli.
Kuskonmaz: 2000 yili askin suredir sifali bitki olarak bilinen kuskonmazin tum dunyada
kullanimi her gecen gun yayginlasiyor.
Yogun vitamin mineral icerigi, bitkisel kimyasallari ile basta diyabet, kalp sagligina faydalari,
barsak aktivitesini artirici ozellikleri ile bilinen lezzetli, aromatik bir besindir.
iceriginde yer alan glutatyon antioksidan icerigi ile kan sekeri dengesinin saglanmasinda
destek saglar.
Turk mutfak kulturunde cok da yer almayan bu sebzeyi salata, izgara sebze, makarna,
et yanina sos olarak kullanabileceginiz gibi hafif limon,sirke ve zeytinyagi ile haslanmis
olarak da tuketebiliriz.

Kuru baklagiller:
Seker hastalarinin yanlis bildigi diyet hatalarindan biri de kuru baklagilin sekeri yukseltecegi ve
bu nedenle beslenme planindan cikarilmasi gerekliligidir.
iceriklerindeki posa ve fitonutiriyenlerle kalp sagligina destekleri disinda seker hastaligina karsi
savunma gelistirmenize yardimci olabilecek kuru baklagiller ana yemeklerde onerilen porsiyonlarda
kullanilmasinda buyuk fayda var.

Minicik goruntulerine ragmen bugunku ilaclarin basaramadigi dengeyi kurabilen kuru baklagiller
dogru beslenmenin kare aslaridir.
Kan sekerinin en iyi dengede tutan kuru baklagil ogunleri bu ozellikleri yaninda insulin seviyelerini de
dengelemeye yardimci olur.


SOYA İYİ KOLESTEROLU ARTİRİYOR
Yapilan calismalar soya proteinin diyabete bagli komplikasyonlari azalttigini ve kolesterol profilini iyi
yonde gelistirdigini gosteriyor.
İllinoi Universitesi tarafindan Agustos 2004'te yapilan calismada iki gruba ayrilan deneklerden
bir grup soya proteini ile beslenirken diger grup inek sutunden elde edilen kazein proteini ile beslenmis.
Soya tuketenlerde albumin (albumin artisi bobrek fonksiyonlarindaki defektleri gosterebilen bir parametredir)
yuzde 9,5 oraninda duserken, kazein tuketen grupta yuzde 11,1 oraninda artmis.
Ote yandan yine soya kullanicilarinda iyi huylu kolesterol olan HDL'de yuzde 4,3'luk artis gozlenmis.

Kirmizi Biber:
Kirmizi pul biber kan sekerinden ani dususlere sebep olabilecek asiri insulin salinimlarinin onune gecer.
icerigindeki kapsaisin, antioksidanlar,C vitamini ve karotenoidler sayesinde insulin regulasyonu
saglayabilmekte.
Kirmizi biberli yediginiz her yemek insulinin daha dengeli salinimin ve ekonomik kullanimi icin
metabolizmaya yardimci olacaktir.

American Journal of Clinical Nutrition dergisinde Temmuz 2006'da yayinlanan bir calismada
kirmizi pul biber yenen ogunlerde kan sekerini dusurecek insulin gereksinimlerinin azaldigi gozlenmis.
Duzenli kullanimlarda ise bu oranin oldukca azaldigi gorulmus.
Ote yandan beden kitle indeksi yuksek olan bireylerde sonuclarin daha da basarili oldugu gozlenmis.

Balik:
Kalp dostu olarak bilinen balik iceriklerindeki elzem yaglarla kan sekeri dengesine de katki saglayabilen
besin maddelerinden biri.

Yagli tohumlar:
Yuzyillardir insanoglunun en zengin besinsel icerigi ve enerji degerine sahip olan yagli tohumlar
vitamin mineral kapasiteleri disinda, saglikli yag asidi kompozisyonlari ile de kalp, cilt sagligi ve kan sekeri
dengelerine yardimcidir.
Yemek sonrasi kan sekerini dusurebilen, icerigindeki antioksidanlarla serbest radikalleri supurebilen badem,
yagli tohumlar arasinda onerilen secimlerdendir.

Portakal ve diger turuncgiller:
Oldukca zengin vitamin icerigi ve sekerli tadina ragmen glisemik indeksi dusuk olan portakal,
tercih edilmesi gereken bir meyve.
Flavanoidler, karetonoidler, terpenler, pectin ve glutatyon gibi serbest radikal denen hucre sagligi icin
tehlikeli ajanlari notralize eden fonksiyonel ogeleri ile seker hastaliginin onlenmesinde gerekli
bir meyve grubu.

Soya fasulyesi:
Kuru baklagillerden farkli baslik altinda yazarak ekstra bir itibar katmak istedigim soya zengin protein
yapisi ve fitoosterogen, izoflavon, saponin bilesikleri ile kan sekerini harika dengeleyen bir besin.

Cay:
Turk halkinin en belirgin aliskanliklarindan biri olan cay dogru demleme ilkelerine dikkat edilmek ve
dogru siklikta tuketilmek sartiyla oldukca iyi bir antidiyabetik besin sayilabilir.
İcerigindeki katesinler ve taninlerle bu faydalari gosteren cay hic de korkulacak bir icecek degildir
yeter ki sekersiz ve acik demlensin.

Tam tahillar:
Atalarimizin temel besin kaynagi olan tam tahillar maalesef modernlesmeyle birlikte azaldi
ancak yapilan klinik calismalarin carpici sonuclari ile tekrar dogala donus icin calismalar hizlandi.
Saflasmis, allanip pullanip market raflarini susleyen yogun seker, gida katkilari ve minimum besleyicilige
sahip hamur islerine hayir demek belki de en onemli antidiyabetik hareket olacak.
İceriklerindeki lif, vitamin, minerallerle deger kazanan tam tahillarin kan sekeri dengesine
faydasi kadar insulin duyarliligini da iyilestirici etkisi bilinmektedir.

Visne:
Antosiyaninlerden zengin visne tatli zevkini baskilarken icerigindeki antioksidanlarla da a
ntidiyabetik gida olarak kabul edilebilen meyveler grubunda. Journal of Agricultural and Food Chemistry
dergisinde Ocak 2005'te yayinlanan bir calismaya gore visne ve buna benzer kirmizi, mor meyvelerde
yer alan nutriyenlerin diyabetiklerde kan sekerinin dusurulmesine katki saglayabildigi gozlenmis.
Michigan State Universitesinde yapilan calismada antosiyanin takviyesinin insulin sekresyonunu
yuzde 50 artirabilecegi calisilmis.


Tarcin:
Tip 2 diyabetlilerde, insuline verilen yaniti artirabilen ve kan sekeri normalizasyonuna destek cikan,
hucrelerin kan sekerini kullanmasina yardimci olan tarcin muthis aromasiyla sut, yogurt, bazi sebze ve
et yemeklerine katilabilen bir baharattir.
Bazi arastirmacilar tarafindan toksik bilesikleri ile endiseli yaklasilan tarcinin bu bilesenlerini yagdan
cozunen formuyla etkili olabilecegi suda eriyen formlarinda bu riskin olmadigi bildirilmistir.

Sarimsak:
Seker hastaliginin en korkulan komplikasyonlarindan biri de kalp damar hastaliklarina yatkinligi
artirmalaridir.
Amerikan halki istatistiklerine gore seker hastalarinin yuzde 65'i kalp hastaligindan hayatini kaybetmekte.
Arastirmalar sarimsagin, damar hastaliklarindan korudugunu kanitlamistir.

Domates suyu:
Agustos 2004'te Journal of the American Medical Association dergisinde yayinlanan calisamaya gore
domates suyu seker hastalari icin iyi bir kan sulandirici olarak kullanilabilir.
Tuz eklenmis hazir domates sulari yerine taze sikilmislari tercih etmekte ise fayda var

Trabzon vapuru 1922

*ENOSISI NASIL ZAPT ETTIK?
*
*Yil 1922... *
*Nisan ayinin ortalari... *
*Türkiye, ölüm - kalim mücadelesinin son taarruzuna hazirlanmaktadir. *
*Ordu yeniden donatilacak, silâh ve cephanelerle taarruz gücü arttirilacak,
sonra umumî taarruza geçilecek ve düsman, Misak-i Millî sinirlari disina

atilacaktir. *

*Bütün bunlar için paraya, pek çok paraya ihtiyaç vardir. *
*Bu devre, Türkiye'nin bir kader anidir. *
*Bu mücadelenin parolasi "Ya istiklâl, ya ölüm" dür. *
*Iste o günlerde Ankara'ya inanilmasi güç söyle bir ihbar yapiliyor:
"**Bugünlerde Novorosisk limanindan hareket edecek Yunan bandirali Enosis

gemisinde çok miktarda altin, gümüs ve pirlanta vardir. Gemi Karadeniz'den
geçerek Yunanistan'a gidecektir."

Çok sevindirici, fakat inanilmasi güç bir ihbardi bu. *
*Çuvallar dolusu altinlar, gümüsler ve pirlantalar. ..
Sanki Kirk Haramîlerin hazinesi... *

*Haberi ulastiran Novorosisk Türk konsoloslugunda görevli bulunan Firuz
Bey'dir.

Ankara, Trabzon Nakliyat-i Bahriye Komutanligi'na derhal su emri verir:
"Enosis gemisi mutlaka zapt edilecektir."

Trabzon Nakliyat-i Bahriye Komutani Binbasi Fahri Bey bu emri alinca derhal
gerekli tesebbüslere geçer. *

*Verilen bilgilere göre Enosis 22 Nisanda Novorosisk'den Bogazlar'a dogru
hareket edecektir. *

*Fakat elde hiç bir deniz araci yoktur. *
*Enosis neyle zapt edilecektir? *
*Ruslar tarafindan verilmis olan arizali iki gambotun aylar süren onarimi da
henüz bitmistir ve bu gambotlar, teslim alinmak üzere o tarihte Novorosisk

limanindadir. *

*1 numarali gambotun süvarisi Necati Bey, 2 numarali gambotun süvarisi de
Resad Bey'dir. *

*Her iki gambotun toplari ve cephaneleri Trabzon sehrindeki depoda muhafaza
edilmektedir.

Gambotlari Rusya'dan getirtmek, silâhla donatmak, sonra da sefere
çikartmak için vakit yoktur. *

*Fakat ne olursa olsun, bu Kirk Harami hazinesini ele geçirmek için mutlaka
bir seyler yapmak, çareler düsünmek

lâzimdir. *

*Simdi, tasarlanan planin nasil tatbik edildigine bakalim.
1922 nisaninin 18. sali günü... *
*Gambotlarin toplari ve mermileri bu gece Sahin motoruna yüklenecek,
Novorosisk'e götürülecek, karanliktan faydalanilarak silâhlar gambotlara

yerlestirilecektir. *

*Top ve mermilerin, Rus gözcülerine ve Yunan personeline hissettirilmeden
gambotlara yüklenmesi gerekmektedir. *

*Ufak bir Süphe bütün planlan altüst edebilir.
Bu faaliyette görev alanlarin hepsi, yüklendikleri bu nazik görevin önemini

de, güçlügünü de biliyor.
Diger taraftan Enosis'in zapti da, yilanin fili yutmasi gibi zor bir is.
Gambotlar, 9500 tonluk Enosis'in yaninda güvercin kadar küçük kaliyor.
Fakat ne zarar? *

*Barbaros torunlarinin cesareti büyük, moralleri kuvvetli, basarilarina
güvenleri de sonsuzdu.

Sahin motoru nihayet gece yarisi Novorosisk limanina girdi. *
*Hemen ise koyuldular. *
*Gönüllü fedailerin soluklari, denizin hisirtisinda eriyordu.
Islerini o kadar sogukkanlilikla gördüler ki, ne Ruslar, ne de Enosis

kuskulandi. *

*Iki ton benzin, 15 günlük de kumanya almislardi. *
*Topladiklari haberlere göre Enosis nisanin 22'sinde hareket edecekti. *
*O tarihe kadar Novorosisk limaninda kalamazlardi. *
*En az iki gün önce açilmak, sonra Karadeniz'de hesaplasmak gerekiyordu.
Iki gambot, bu tarihî görevlerini yerine getirmek üzere 20 Nisan
persembe günü saat sekizde limandan uzaklastilar. *

*Iki kardes gambot, Karadeniz sularinda bu iki günü nasil geçireceklerdi? *
*Deniz ortalarinda dolasmak dikkati çeker ve tasarlanan baskin hareketi suya
düsebilirdi.

Fazla uzaklasmalari da uygun degildi. *

*Oralardaki limanlardan birine sinmek ve avi beklemek gerekiyordu. *
*En uygun yer de Ruslarin Gelincik limaniydi.
Firtina yok, deniz durgun. *

*Ama hangi mazeretle siginacaklardi. *
*Personel bunlari düsünürken, 2 numarali gambotun bacasindan birden siyah
dumanlar çikmaya basladi. *

*Bu, bir yangin baslangiciydi. *
*Gambotu yedege alarak hemen Gelincik limanina siginmak ilk hatira gelen
kurtulus çaresi oldu.

Ve öyle yaptilar.

Fahri Bey, gambotun bozuldugunu, tamir için bir, iki gün limanda kalmak
zorunda olduklarini Sovyet memurlarina anlatti ve gerekli izni aldi.

Evvelce düsünülmüs planin birinci dönemi böylece basari ile sonuçlanmisti.
Çünkü, Resad Bey'in komuta ettigi 2 numarali gambotta çikan yangin sahteydi
ve Rus makamlarini aldatmak içindi. *

*Isler bu noktaya kadar yolunda gitmisti. *
*Ertesi günü Enosis, Novorosisk limanindan kalkacak, ondan sonra büyük
serüven baslayacakti. *

*22 nisan günü bütün gözler ufukta seyyar definenin belirtilerini gözledi. *
*Plan basari ile uygulanirsa Deniz Nakliyat Kumandanligi degerli bir gemiye
kavusacak, devlet de, orduyu donatacak büyük bir servete sahip olacakti. *

*Savas kurallarinin mesru neticesiydi bu.
O gün bu tatli hayallerle aksami ettiler. *
*Enosis'ten hiç bir belirti yoktu... *
*23 nisan sabahi yine bütün gözler ufuklarda Enosis'in siluetini bosuna
aradi. Yapilan ihbara göre Yunan gemisinin 22 nisanda hareket etmesi

gerekiyordu. Halbuki ayin 23'ü olmustu ve gemi hâlâ görünürlerde yoktu. *

*Bu limanda da daha fazla kalamazlardi. *
*Çünkü Gelincik'te çok Rum vardi. *
*Bunlar, alis-veris için sik sik Novorosisk'e gidip geliyorlardi.
Ufak bir süphe bütün planlari suya düsürebilirdi.

Enosis'in niçin hareket etmedigini ögrenmek gerekiyordu. *
*Bu casusluk görevini 2 numarali gambot kaptani Resad Bey'e verdiler. *
*O da balikçi kiligina girerek yolcu motorlariyla Novorosisk'e gitti. *
*Liman kahvelerinde ve meyhanelerinde Yunan tayfalarina sokuldu. *
*Geminin 25 nisanda hareket edecegini ögrendi. *
*Resad Bey bu haberle döndükten sonra gambotlar 25 Nisan günü ögleden evvel
Gelincik limanindan çikip, 3 mil ilerideki Mezip koyuna girdiler. *

*Oradan Indekopas burnuna yol aldilar.
26 Nisan günü, günesin batmasina bir saat kala, gambotun güvertesinden
bir sevinç çigligi koptu. *

*Bütün gözler üst güvertede gözcü görevini yapan deniz erinin isaret ettigi
noktaya çevrildi. *

*Novorosisk ile Gelincik burnu arasinda bir duman görünmüstü. *
*Bu Enosis'ten baskasi olamazdi. *
*Hemen o tarafa yol verdiler. *
*Biraz sonra dumanlarin ardindan Enosis'in silueti meydana çikti. *
*Av, torbaya girmek üzereydi.
Her an avlarina yaklasiyorlardi. *

*Bu sirada üzücü bir hâdise oldu. *
*2 Numarali gambot, makinelerindeki ariza yüzünden durmak zorunda kaldi. *
*Bu, Gelincik limanina girerken plan geregince uygulanmis sahte bir ariza
da

degildi. *

*Gerçekten bir arizaydi. *
*Durum kritikti ve kaybedilecek vakit yoktu. *
*1 numarali gambot tek olarak Enosis'e dogru yoluna devam etti.
Kiyidan 35 mil uzakta Enosis'in iskele tarafina yaklasti ve "dur"

emri verdi. *

*Enosis, kendisine göre pek cüce kalan bu gambotçugun "dur" emrine aldirmadi
ve hiç bir sey olmamis gibi yoluna devam etti.

Bunun üzerine2 numarali gambotun komutani Necati bey gambottaki topun Enosis
gemisinin ilerleme istikametinin yaklasik on metre kadar önündeki bir
noktaya ateslenmesi komutunu verdi. *

*Komutun verilmesiyle birlikte ayni anda gecenin karanliginda bir simsek
çakti ve müthis patlama sesiyle birlikte bir ates topu büyük bir gürültüyle

Enosis'in bas tarafindan bir su hortumunu havaya kaldirdi.
Enosis'in kaptani isin sakasi olmadigini anlayinca gemiyi hemen durdurdu.
Güverteden "teslim, teslim" sesleri yükseliyordu.
Bu sirada, makinesindeki bozukluk onarilan 2 numarali gambot da 1
numarali kardesine yetisti. *

*Bu iki gambottan silâhli 5 er, Yüzbasi Izzet komutasinda gemiye çikarildi.
*

*Ilk is olarak geminin telsizine el kondu ve dünya ile iliskisi kesildi. *
*Gemide, mürettebat dahil, 100 yolcu vardi. *
*Bu kadar insan 5 ere kayitsiz, sartsiz teslim olmustu. *
*Iki gambot, Enosis'i yedeklerine alarak Batum'a dogru yol aldilar. *
*Her seye ragmen tehlike savusturulmus degildi. *
*Düsman savas gemilerine rastlamalari her an mümkündü. *
*Böyle bir tehlikeyi önlemek için gambotlardan biri önden giderek kesifte
bulunuyordu.

Enosis'in ele geçirildigi 27 Nisan günü hâdisesiz geçti. *
*Deniz sakindi. *
*Fakat 28 Nisan sabahi her sey birden degisti. *
*O sakin deniz, sanki bir canavar olmustu. *
*Karadeniz'in pek ender gördügü yildiz - karayel firtinasi, gemilerin
üzerinden asarak, onlari yutmaya çalisiyordu. *

*Fedailer korkuyorlardi, ama canlari için degil, ellerine geçirdikleri büyük
hazine denize gömülecegi için...

Çok zorlukla ve büyük tehlikeler atlatarak Hopa'ya vardilar. *

*Fakat demirlemek ve çapa tutturmak mümkün degildi. *
*Isaretler vererek, tüfekler atarak sahilden bir vasita istediler. *
*Bir taka, her türlü tehlikeyi göze alarak dalgalara atildi. *
*Takanin fedakâr sahibi araciligi ile Enosis'in zapt edildigi haberini
Ankara Bahriye Dairesi'ne ulastirdilar.

Gemiyi bastan asagi aradilar, hazineden eser yoktu. *
*Herkesi ayri, ayri sorguya çektiler. *
*Kaptanindan dümen neferine kadar hiç biri ipucu vermedi.
Aradan 4 ay geçti... *

*Doguya sevk edilen esirlerden biri söyle bir ihbarda bulundu:
"Beni serbest birakirsaniz hazinenin yerini söylerim."

Ümitler yeniden filizlendi. *

*Esirin dedigini yaptilar. *
*Trabzon mendireginde bagli olan gemide yeniden yapilan aramada kazanlarin
içinde 11 çuval kadar altin ve gümüs ele geçirildi. *

*Büyük taarruz öncesi bu servet, yoktan var olmaya çalisan Ankara için yeni
bir hamle gücü oldu.

Ayni yil içinde Samsun'daki Deniz Ganimetleri Mahkemesi, Enosis vapurunun
zaptinin mesruluguna karar verdi. *

*Lozan Baris Anlasmasi'ndan sonra da yine mahkeme karariyla, harekâta
katilanlara 30.000 lira mükâfat olarak dagitildi.

Cumhuriyetin ilanindan sonra adi Trabzon vapuru olan bu gemi daha sonra uzun
yillar Denizyollarinda sefer yaptiktan sonra emekli oldu.*

İNSANIN ÖMRÜ EZAN İLE NAMAZ ARASI

Torun, pamuk gibi bembeyaz sakallı, nur yüzlü dedesine merakla sorar:
Dedeciğim! Bir insanın ömrü ne kadar olur?'

Dede tatlı bir gülücükle: 'Ezanla namaz arası kadar yavrucuğum.' deyince Torun: Nasıl yani, ömür bu kadar kısa mı?' der.

Dede: 'Evet yavrum. ömür, Namazsız Ezanla, Ezansız Namaz arası kadardır.' diye cevap verir.

Torun yeniden sorar: 'Namazsız ezan ve ezansız namaz sözlerinden ne kastettiğini anlamadım dedeciğim. Bu ne demek açıklar mısın?'

Dede şefkatle ellerinden tuttuğu torununa:
'Bak yavrum, geçenlerde komşumuzun çocuğu doğdu.
O çocuğun kulağına ezan okundu değil mi?
İşte o ezanın namazı kılındı mı? Kılınmadı. O ezan 'Namazsız Ezan'dı.

İnsan öldüğü zaman kılınan cenaze namazının da ezanı yoktur.
O da 'Ezansız Namaz'dır.

Aslında o namazın ezanı insan doğunca okunmuştu kulağına. '
Bak ey insan! Doğdun, ama öleceksin, ömür çabuk biter, hayatını iyi değerlendir. Boşa vakit harcama!' ikazını yapıyordu o ezan.

İşte yavrum ÖMÜR, EZANLA NAMAZ ARASI KADARDIR.

Kadınların ömrüne ömür katacak 6 besin kaynağı

ASM Suadiye Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Canan Öcal Kuzum yaşam uzatan 6 süper gıdayı dengeli bir şekilde alan kadınların daha sağlıklı bir yaşam sürdürebileceğini söylüyor. Kuzum’a göre bu gıdalar düşük yağ oranına sahip yoğurt; somon ve sardalya gibi yağlı balıklar, fasulye, nohut, mercimek gibi baklagiller, domates, D vitamini kaynağı besinler, çilek, böğürtlen gibi meyveler.

Kadınlar için 6 süper gıda önerisi ve bunların faydaları

Düşük yağlı yoğurt

Henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte, haftada üç ila beş kez tüketilen az yağlı yoğurdun kadınlarda göğüs kanseri riskini azalttığı yolunda görüşler var. Ayrıca uzmanlar yoğurtta bulunan faydalı bakterilerin (probiyotikler) insan sağlığına çok olumlu etkileri bulunuyor. Barsakları ve sindirim sistemini düzenliyor, rahatlatıyor. Ayrıca kadınlarda mide ülseri ve vajina enfeksiyonu risklerini azaltıyor.

Yağlı balıklar

Haftada iki üç kez yenebilecek bu balıklarda en yararlı unsur Omega-3 yağ asitleridir. Somon, sardalye vb. gibi balık çeşitleri, hücre zarını güçlendirdikleri gibi, kalp hastalığı, hipertansiyon, depresyon, eklem ağrısı gibi rahatsızlıklara karşı korunmaya katkıda bulunuyorlar.

Fasulye

Kadınların haftada en az üç dört kez yemelerinde büyük yarar olan fasulye protein ve lif açısından da son derece zengin bileşimleriyle, kalp krizi ve göğüs kanseri riskini azaltıyor. Ayrıca kadınlık hormonlarının dengeli ve istikrarlı olmasına katkıda bulunuyor. Uluslararası kanser araştırmalarına yer veren International Journal of Cancer adlı bilimsel makale dergisi araştırmacıların fasulye türlerinin ve mercimeğin göğüs kanserini önleyici etkileri olabileceğine dair bazı çalışmalar bulunduğunu duyuruyor.

Domates (diğer kırmızı meyveler: karpuz, kırmızı üzüm, kan portakalı)

Kadınların domates, kan portakalı ve karpuz gibi likopen zengini gıdaları haftada üç - beş kez tüketmeleri tavsiye ediliyor. Güçlü bir anti oksidan olan likopenin erkeklerde prostat kanseri riskini azalttığı gibi, kadınlarda da meme kanseri riskini azalttığını ortaya koyan yeni araştırmalar var.

D vitamini ile takviye edilmiş az yağlı süt veya portakal suyu

Kadınların günde belirli miktarlarda D vitaminine ihtiyacı bulunuyor. Kalsiyumun kemiklere faydalı olabilmesi için barsaklardan emilmesi gerekiyor. D vitamini alımı kadınlarda kalsiyum kaybı nedeniyle kemik kırılmalarına kadar olumsuz sonuçlara yol açabilen osteoporozun yanı sıra şeker hastalığı, multiple sclerosis (MS), göğüs, kolon ve yumurtalık kanseri risklerini de azaltıyor. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırmalar D vitaminin barsak ve yumurtalık kanserini önleme potansiyeli olduğunu ortaya koydu.

Çilek, böğürtlen, kızılcık ve ahududu gibi meyveler

Aynı şarapta olduğu gibi anti kanserojen özelliklere sahip ve hücre onarıcı olduğu bilinen antokyan maddesini içerirler. Antokyanlar meme, mide ve bağırsak kanseri risklerini azaltan önemli antioksidanlar arasındadır. C vitamini ve folik asit açısından çok zengin olan bu meyveler, cildin yaşlanmaya karşı korunmasına da katkıda bulunuyorlar.

Atatürk Diyor ki !!!!!!!!!

7 Nisan 2009 Salı

3 Nisan 2009 Cuma

Yerel Seçim 2009

http://secim2009.ntvmsnbc.com/default.htm

ADANA Büyükşehir Belediye : Aytaç Durak
Aladağ
Ceyhan : Hüseyin Sözlü
Feke
Karaisalı
Pozantı

AFYON
Bolvadin
Dazkırı
Dinar
Hocalar
Sandıklı

AKSARAY
Eskil
Sarıyahşi

ANKARA
656.895 % 26.90 Mansur Yavaş

Bala
Beypazarı
Etimesgut
Evren
Gölbaşı
Kızılcahamam
Nallıhan

ANTALYA
Aksu
Elmalı
Kemer
Korkuteli
Serik

ARTVİN
Borçka

AYDIN
Buharkent
Nazilli - Haluk Alıcık - 23.604 - % 35.48

BALIKESİR İL. İsmail Ok % 41.07
Edremit - Tuncay Kılınç

BARTIN İL - Cemal Akın - % 39.90

BİLECİK
Bozüyük - Ahmet Berberoğlu - % 28.18

BİTLİS
Ahlat - Abdülalim Mümtaz Çoban - % 25.25

BURDUR
Ağlasun - Aydın Kaplan- % 69.47
Çeltikçi - Rıza Yanar - % 45.63

BURSA
İznik - Kadri Eryılmaz - % 34.25

ÇANAKKALE
Lapseki - Gani Mehmet Ekim - % 44.44

ÇANKIRI
Atkaracalar - Rıfat Altıntop - % 59.44
Çerkeş - Şükrü Tarhan - % 35.40
Kurşunlu - İbrahim Doğu - % 48.21
Yapraklı - Hasan Basri Avşar - % 38.39

DENİZLİ
Babadağ - Ahmet Yümsek - % 44.49
Baklan - İsa Karaçolak - % 51.60
Kale - İsmail Yarımca - % 68.33

1 Nisan 2009 Çarşamba

1985 İnönü - 2-2'lik maç



20.05.1985 tarihinde inönü stadında oynanan ve 2-2 biten beşiktaş maçında‚ işte Müjdat´ın bu vuruşu Adem´in sağından yerden filelerle buluşuyor ve Fenerbahçe 1-0 öne geçiyor...bu maç 19 mayıs pazara geldiği için‚ 20 mayıs pazartesi oynanmıştı...






2009 Yerel Seçimleri Kesin Sonuçları

Kesin sonuç: AKP %38.58, CHP %23.21, MHP %16


01 Nisan 2009 Çarşamba 11:30





ANKARA -AA- 29 Mart 2009 Pazar günü rey atılan mahallî seçimlerde sandıkların tamamı açıldı. Açılan 177189 sandıkta 40 milyon 841 seçmen oy kullandı, 39 milyon 727 oy geçerli sayıldı. 8 milyona yakın seçmen ise oy kullanmadı. İştirak nisbeti, yüzde 84.72 oldu.
İl Genel Meclisi sonuçlarına göre partilerin aldığı oylar ve oranları şöyle:

Toplam Sandık :.......... 177189
Toplam Seçmen :........ 48204339
Açılan Sandık :.......... 177189
Açılan Sandık Oranı :... % 100.0
Kullanılan Oy :........ 40841022
Geçerli Oy :........... 39727395
Katılım Oranı :......... % 84.72

PARTİ ADI........................ ALDIĞI OY.........................ORANI %
ANAP...................................304915............................. 0.767
MHP.....................................6377327.......................... 16.052
LDP......................................3588.................................. 0.009
DSP.....................................1130672........................... 2.846
DTP..................................... 2279649.......................... 5.738
İP........................................ 116123............................. 0.292
CHP..................................... 9221409........................... 23.211
HAKPAR............................... 29389............................... 0.073
BBP..................................... 931963............................. 2.345
BDP.................................... 828..................................... 0.002
MP...................................... 40911................................. 0.102
ÖDP................................... 66825................................. 0.168
TKP.................................... 87588................................. 0.220
DP...................................... 1510406............................ 3.801
SP....................................... 2076403........................... 5.226
AK PARTİ........................... 15327576......................... 38.581
BTP......................................167046.............................. 0.420
EMEP.................................. 47946................................ 0.120
HYP..................................... 6831...................................0.017


İzleyiciler