RealAge olarak yaklaşan Kurban Bayramında bol miktarda tüketilen etlerin, kimi zaman sağlık sorununa yol açtığından sizlere bazı öneriler hazırlamak istedik...Bu hafta sorularımızı Anadolu Sağlık Merkezi�nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir'e yönelttik.
Uzmanımız, bayramda tüketilen et miktarı konusunda uyarıda bulunuyor.
İşte size Kurban Bayramında beslenme önerileri...
Etler kaliteli protein kaynağı olmasının yanı sıra yağ, çeşitli minerallerin (özellikle demir, çinko, fosfor, magnezyum) ve vitaminlerin de (özellikle B12, B6, B1 ve A vitamini ) kaynağıdır.
Hayvansal kaynaklı yiyeceklerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri yüksektir. Bu yüzden tüketilen miktarlara dikkat edilmesi gereklidir. Kişisel farklılıklar olmakla beraber, günde 100-150 g tavuğun göğüs eti, hindi, yağsız dana eti, balık gibi etlerin tüketilmesi uygundur. Ancak etlerin çok yağlı kısımları tüketilmemeli, hayvanın iç yağları yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanılmamalıdır. Kurbanlık hayvanların iç organları da (sakatat) kolesterol ve yağ miktarları fazla olduğundan tüketilmesi önerilmemektedir.
Etler sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik hem pişirmede, hem de sindirimde zorluk yaratır. Bu nedenle taze kesilen etler hemen tüketilmemelidir. Buzdolabında 1-2 gün bekletilmiş et, haşlama veya ızgarada pişirme yöntemiyle pişirilerek tüketilmelidir.
Nasıl pişirilmeli?
Yanlış uygulanan pişirme ve saklama yöntemleri sonucunda etlerde protein, vitamin ve mineral kayıpları oluşmaktadır. Etlerin yağda kavrulması ve kızartılması besin öğesi kayıplarının artmasına, fazla miktarda yağ tüketilmesine ve ileride sağlık sorunlarının oluşmasına yol açabilmektedir.
Kızartma, kavurma, hamur işleri gibi kalorisi yüksek ve sindirim sistemini zorlayabilecek besinler yerine; bu dönemde daha hafif ve pişirme yöntemi haşlama veya kendi suyunda olan besinleri tercih etmek olası sağlık problemlerinden en az düzeyde etkilenmeyi sağlayacaktır. Çok yüksek ısıda uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir.
Etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya sebzelerle birlikte tüketilmesi besin çeşitliliğinin sağlanması, sebzelerde bulunan C vitamininin etlerde bulunan demirin emilimini artırması açısından sağlıklı bir yöntemdir.
Etler ızgarada pişirilirken etle ateş arasındaki uzaklık eti yakmayacak, kömürleşme sağlamayacak şekilde ayarlanmalıdır. Etlerin iç sıcaklığı en az 75 ºC olmalıdır. Çok yüksek ısı dış yüzeyin yanmasına ve su kaybının fazla olmasına yol açarak besin öğesi kaybını artırır. Etlerin haşlanarak pişirilmesi sağlıklı olmasının yanı sıra, ette olması muhtemel parazitlerin insana geçmesini de büyük ölçüde engeller.
Nasıl saklanmalı?
Etleri, küçük parçalar halinde buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Buzlukta ( -2 ºC ) birkaç hafta, derin dondurucuda ise (-18 ºC ) 3 ay saklanabilir.
Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözdürülmesi bazı mikroorganizmalar için üreme yeri oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit edebilir. Bu nedenle buzlukta saklanan etler buzluktan çıkartılınca yemek içinde tamamen kullanılacak şekilde parçalara ayrılarak buzluğa konulmalı, çözdürülen et hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır. Çözdürülmek istenen etin buzdolabında çözünmesi sağlanmalıdır. Çabuk çözülmesi amacıyla uygulanan kalorifer, soba üzerinde çözdürme, oda sıcaklığında bekletme sakıncalı yöntemlerdir.
Bayramda bunlara dikkat!
� Sabah mutlaka kahvaltı edilmeli; kahvaltı hafif ve her grup besin öğesini içerir nitelikte olmalıdır.
� Bayramda sayıca az öğünlerde fazla miktarda yemek yerine az ve sık beslenilmelidir.
� Bayramda da her zaman olduğu gibi tek yönlü beslenmek yerine, gün içinde tüm besin gruplarından (süt-yoğurt-et-sebze-meyve-tahıllar vb) yeterli ve dengeli miktarlarda alınmalıdır.
� Yemekler bitkisel sıvı yağ ile pişirilmeli, kızartma ya da kavurma yerine ızgara, fırında, haşlama ya da buğulama yapılmalıdır.
� Etlerin hepsi hemen tüketilemeyeceğinden saklama koşullarına mutlaka dikkat edilmelidir.
� İkram amaçlı sunulan her tatlı kabul edilmemeli, aralarında en hafif olan sütlü ve meyveli tatlılar tercih edilmelidir. Hamur tatlılarından yemek zorunda kalınırsa miktarı az olmalı.
� Bayramda artan kahve ve çay tüketimi aşırı miktarlara ulaştığında uykusuzluk , mide problemleri ve kalp ritim bozukluklarına neden olabilir. Kahve ve çay yerine bitki veya meyve çayları tercih edilmelidir
Son olarak da Konya Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Başhekim Yardımcısı Dr. Dt. Cenk Altınöz'ün sözlerine kulak veriyoruz. Bayramında, yoğun tatlı ve şeker tüketiminin dişleri rahatsız edeceğini söyleyen Dr. Altınöz aşırı tatlıdan kesinlikle kaçınılması gerektiğini belirtti.
Özellikle çocuklarda dişlerin yetişkinlere oranla daha fazla etkilenebileceğini ifade eden Altınöz, bu yüzden bayramında ağız temizliğine biraz daha fazla özen gösterilmesini önerdi.
Tatlılardan sonra bir bardak su içilmesi ya da ziyaretlerden sonra bir elma yenmesinin, şekerin etkisini azaltacağını ve dişlerin rahatlayacağını dile getiren Altınöz, ''Bu yüzden elma taşımak faydalı olabilir. Ayrıca 2-3 ziyaretten sonra, tatlı, şeker ya da çikolata tüketilmişse, dişlerin fırçalanması iyi olacaktır. En azından hassas dişleri rahatlatmış oluruz'' dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder