Bugün bu köşeyi, bu ülkenin çilesini çeken, derdini yüklenen insanlarına bırakıyorum.
Onların mektuplarına. Okuyan herkes ders alsın, ibret alsın diye.
Bu mektup bir Kürt yurttaşımızdan
MERHABA Sayın Altaylı,
Ben Doğu Anadolu'dan, Bingöl'den yazıyorum size.
41 yaşındayım ve kamuda çalışıyorum.
Zaza'yım ama bizim coğrafyamızda Zaza-Kürt ayrımı bilinmediği için Kürt vatandaşıyım.
Ben de her Kürt gibi uzun zaman gayet iyi bir Kürt milliyetçisiydim.
Doğal olarak zamanla evlendik, çoluk çocuk sahibi olduk, devlet kurumlarında göreve başladık, olgunlaştık. Hayata bakış açımız da
bizimle birlikte olgunlaştı.
Bölgemizde 90'lı yıllarda çok zor günler geçirdik. Öyle ki, görevimiz nedeniyle sabah evden çıkarken akşam nasıl döneceğimiz
meçhuldü. Herkeste bir karamsarlık, bugün nasıl bir haber gelir, nasıl bir felaket yaşanır, ne olaylar olur endişesi vardı.
Her gün yol kesmeler, araç yakmalar, insanları katletmeler ve bütün bunlardan memnun olan insanlar...
Ve bütün bunları yapanlar, Kürt halkının haklarını savunanlardı sözde. Oysa ben bir Kürt olarak kimseye
"Silahını al, dağa çık, beni savun" dememiş, kimseye bir vekâlet vermemiştim. Ben bir Kürt vatandaşı olarak devletin kurumunda
çalışıyorum, maaş alıyorum. Devletten aldığım maaşla ailemi geçindiriyorum, çocuklarımı büyütüyorum, iyi bir gelecek sunmaya
çalışıyorum.
Bana bugüne kadar "Sen Kürt vatandaşısın, hastaneye gelme, bankaya gelme, belediyeye gelme, çocuklarını bizim okulumuza gönderme"
diyen olmadı. Ya da Kürt olduğum için hiç horlanmadım.
Bu benimle de sınırlı bir durum değil, genel bir durum.
Ama anlamadığım, ben Kürt olmamdan ötürü ekstra bir sıkıntı çekmezken neden birileri benim hakkım için ortaya çıkıyor?
Son günlerde ülkemizde yaşananlar, neredeyse taşıdığım Kürt kimliğinden nefret etmeme sebep oluyor. Çünkü ben, hak diye hayatının
baharında bir genç kızın yakılmasını hazmedemiyorum. Ben, hak diye belediye otobüsünü yakıp, ertesi gün belediye otobüsünü
kullanan zihniyeti anlayamıyorum. Ben, hak diye bankalara saldırıp, ertesi gün o bankaya gidip işlem yapan zihniyeti
anlayamıyorum. Hak diye kamu ortak alanlarını talan edip, ertesi gün orayı kullanmaya çalışan zihniyeti de anlayamıyorum.
Anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.
Ben, hak deyip fakir fukaranın evladını şehit eden zihniyeti, amacımız bölünmek değil, devlet kurmak değil deyip Türk bayrağına
saldıran zihniyeti anlamak istemiyorum.
Ben bugün Tokat'ta şehit edilen evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin cenazelerinde atılan sloganların dolaylı da olsa muhatabı olmak
istemiyorum. Ben kimsenin benim hakkımı savunmasını, kimliğim için mücadele etmesini de istemiyorum.Ve biliyorum ki, benim bu
düşüncemi taşıyan milyonlarca Kürt vatandaşı var. Onlar da her akşam benim gibi başlarını yastığa koydukları zaman bu duygularla
debelenip duruyorlar.
Sayın Altaylı diyeceksiniz ki, "İyi de kardeşim bunları bana niye yazıyorsun?"
Size bir şey söyleyeyim.
Ben bir Kürt olarak, sözde benim haklarımı savunmak için ortaya çıkanların ve sözde bizden olanların yürüttükleri olumsuz
politikalar ve yaptıkları vicdanlara sığmaz davranışlar nedeniyle kendi çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum, biliyor
musunuz?
Ben bugün Tokat'ta şehit düşen askerlerimizle ilgili haberlerinizi okurken mensubu olduğum kimlik adına derin utanç duydum.
Boğazım düğüm düğüm oldu. Kendi oğlumu ve kızımı düşündüm ve bir kez daha utandım.
Ben, kimsenin bizim hakkımızı savunmasını istemiyorum.
Ben, aklıselim her Kürt vatandaşın bunu haykırmasını istiyorum.
Umarım sizi rahatsız etmemişimdir. İçimden geldi yazdım.
Katlandığınız için teşekkür ederim.
Esen kalın...
Bunu yazan da bir Kürt
SAYIN Altaylı, ben Vanlı bir hemşerinizim ve Kürt kökenliyim. Son zamanlardaki gelişmelerden oldukça rahatsızım. Bu olaylardan
beni en çok etkileyeni de Serap'ın katledilmesidir.
Elbette Emine Ayna'nın saçma sapan açıklamaları ve DTP nin provokasyonlarını saymıyorum bile.
Bütün bu gelişmelerden rahatsızım ve eminim ki benim gibi hisseden milyonlarca Kürt var.
Artık bizim bir şey yapma zamanımız geldi (geç bile oldu).
Ancak nasıl bir araya geleceğimizi, hangi kanalları kullanacağımı bilmiyorum. Serap ve Serap gibi şiddet kurbanı insanlar için bir
şey yapmak gerekiyor. Böyle bir kanal varsa beni haberdar ederseniz minnettar kalırım.
Bu da Türkiyeliden
MERHABA Fatih Bey,
Kriz dönemine rağmen işlerim çok iyi, aile hayatım çok huzurlu ama ülkemin bu durumu beni hiç mutlu etmiyor.
Aslımın Türk mü, Kürt mü olduğunu bilmiyorum. Ama her zaman kendimi Türk olarak hissettim ve gurur duydum. Askerliğimi Kuzey
Irak'ta tim komutanı olarak yaptım. Ülkemin her yerinden gelen o muhteşem insanları kardeşim bildim ve bir kardeşi özler gibi
özlüyorum. Her ölümün yasını tuttum. Tıpkı Serap Eser'in yasını tutar gibi.
Hayatımda beni hiçbir şey, Emine Ayna'nın Serap'ın ölümü üzerine söylediği söz kadar üzmedi. Bir insan bu kadar mı kin ve nefret
dolu olabilir. Şu an ona karşı olan duygularım, beni insanlığımdan alıkoyacak kadar kötü.
Bu yaşadığımız sorunların tek nedeni, çocukların sevilmediği, kadınların hiç olduğu, güce tapılan bir aile yapısı.
Her zaman arızalı insanlar yetiştiren bu ortamlar düzelmedikçe Emine Ayna'lar her zaman olacak.
Bu da bir öğrenci
GAZETENİZDEKİ haberi görünce içim acıdı, hayatımda hiç böyle olmamıştım.
Millet olarak şehit haberlerine duyarsızlaşmıştık ama bu farklıydı.
Şehit Fatih, aldığı 120 liralık er maaşının 100 lirasını annesine gönderiyormuş.
Ben hem öğrenim kredisi hem de liseyi birincilikle bitirdiğim için özel burs alan 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim.
Ailemle yasadığım için çok harcamam olmuyor.
Rica etsem, Fatih'in annesinin varsa hesap numarası ya da ona bir şekilde ulaştırabileceğim bir yol varsa bana iletir misiniz?
Kenarda biriktirdiğim 150 liramın 50 lirasını Fatih'in yerine onun annesine bu ay ben göndermek istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.
30 Aralık 2009 Çarşamba
Hangi Kürtler ?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İzleyiciler
Blog Arşivi
-
▼
2009
(238)
-
▼
Aralık
(14)
- LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN
- İstinaf Mahkemesi
- NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE LÜTFEN OKU VE GÖNDER
- MÜKEMMEL BİR DURUM FIKRASI
- LAZ EFSANELERİ
- Hangi Kürtler ?
- Türk genleri
- Ataşehir artık sarı-lacivert
- Türk milliyetçisi ATATÜRK
- Rakibimiz Lille
- Gurbetçi Gençler
- İstanbul ve Rumeli Türküleri, Kanto, Tango, Rebeti...
- DİKKAT AŞIRIYA KAÇMAMAK ŞARTI VAR
- The Top 1000 Songs of the Past 30 Years
-
▼
Aralık
(14)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder