30 Aralık 2009 Çarşamba

LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN

P.Kıd.Üstğ.Bülent Demir
Şahin J. Bölük komutanı Cizre / Şırnak

Zıpkın gibi genç bir asteğmendim, hatırlarsınız Komutanım ...

Gönüllü olarak güneydoğu da görev yapmak isteyen ..
Madem vatan tehlikedeydi, madem Milletimizin birliğine bütünlüğüne karşı hain terör tehdidi vardı, biz vatan evlatlarına düşen şey, kanımız Canımız Pahasına bu Memleketi, bu toprakları savunmaktı ..

Bize öğretilen buydu ... Önce Ailede, sonra okulda, sonra kitaplarda .. Yüreğimize işlemişti .. Ne yapacaktık yani ... Torpil bulup batıda anakuzusu misali askerlik mi .. Eksik olsun .. Uzak olsun ...
Bu duygularla görev için emrinize giren yüzlerce asteğmenden biriydim ...


Beni hatırlarsınız ... Hatta beni çok iyi hatırlarsınız .. . Helallik isteyip de alamadığınız kaç astınız olmuştur ki ...
Komutanız altındaki Erdem Sınır Karakoluna Destek Timi komutanı olarak geldiğim günü hatırlıyorum ..

Karakoldaki en yüksek rütbeli ben olduğum için tüm sorumluluk da dolayısıyla bana aitti ..

Daha ilk günümde karakoldaki bazı askerlerin giyiminin diğerlerinden farklı olduğunu gördüm .. 3-5 kişi kadarlardı .. Diğer tüm askerler hücum yeleği gün giyimi zorunlu kıyafetlerle dolaşırken bu 3-5 i her ne hikmetse posta yani tüm ve yeleksiz ve terlikle dolaşıyordu .. Önceleri onları hasta veya istirahatli Sandim .. ama istirahatli adam dışarda Turist Ömer misali dolaşmaz .. yatağında veya bölük revirinde olur .. sonra nöbetçi çavuşu çağırdım ve bu durumu sordum .. Verdiği cevaba inanamadım ...
- Komutanım dedi bana ... o askerler İmam-Hatip mezunu ....!! !
- Eeee .... yani. ..?
- Komutanım .. o askerlerin nöbete gündüz veya gece pusuya isimleri yazılmaz ...!! !
- Eeee ... Peki ne yaparlar burada ..?

- ............ ......... ........
- Oğlum cevap versene ... ne demek görev yazılmaz .. kim yazmaz ... kim yazdırmaz ...?
- Komutanım ... Bölük komutanımız .. (Hik mik ile karışık) ............ .


Tahminleriniz üzere aynı gece bu vatan evlatlarına da aynı diğer askerler gibi pusu görevi tarafımdan Karakol defterine de kaydı düşülmek suretiyle yazılmıştır ....
Senmisin yazan ... Heralde vahiy! yoluyla olacak, haber alıp daha pusu timi çıkmadan bir baktım bölük komutanı olarak Araçá atlamış Karakola gelmiştiniz .. Ben aracı kapıda karşılayarak,
- Astğm. Ayhan ....... .... Vukuatı m yoktur Komutanım ... demiştim ... (ama vukuatım varmış .. haberim yokmuş ..)

Vukuatım şuymuş ... bu arkadaşlar, yani İmam Hatip mezunu olan askerler Kur'an-ı ettikleri için mübarek (sizin tabirinizle Hatim) insanlarmış ..

Yani onları korumalı, gözetmeli imişim ... Bu da nasıl olacak asker ocağında ... görev vermemek suretiyle olsa gerek ...
Lafın özü 40 dolaşan lafların özeti bu dereden ... Ayhan Asteğmen ne desin .... adam komutan karşısında ... E dağbaşı burası ... Üst komutan bulup derdini anlatacak hali mi var ...


- Emredersiniz Komutanım .... Yazılı emrinize müteakip bu askerlere görev yazılmayacaktı r. ...!!!!

Gözlerime bakmıştınız Komutanım .. bakışmıştık bir müddet ... beni mi tartmıştınız, sözlerimi mi ... yoksa kararlı olup olmadığımı mı aradınız gözlerimde bilemiyorum. ..
Gittiniz sonra, hiçbir şey demeden .... birdaha da yıldızımız barışmadı sizinle .... olur olmaz bir sürü saçma sapan sebeplerden fırça attınız ilerki günlerde ... Ama o yazılı emriniz bir türlü bana ulaşmadı Komutanım .. ve Ayhan Asteğmen diğer askerlere nasıl davrandıysa o mübarek dediklerinize de öyle davrandı ...
O Mehmetlerin hepsi mübarektir Komutanım .. Vatan savunması da öyledir ... Mübarek iştir ... Mübarek insanlar yapar ...
Takva kulların kendi aralarında bir üstünlük ölçüsü değildir Komutanım ... Allah ile kulları arasında bir ölçüdür ..
Siz gittikten sonra pusu ve karakol emniyet timlerini çıkarırken o Mehmetlerin gözlerini görmenizi isterdim Komutanım .. Bana bir farklı baktılar o akşam .. sanki korkmadan bölük komutanına karşı kafa tutmuş ve örtülü emrini dinlememiş, ama doğru olanı yapmışım gibi ... görmeliydiniz o gözleri ....

Aradan 15 sene geçti ... Nerden mi aklıma geldi şimdi durduk yere ... yok canım ne durduk yerdesi ...
Bir baktım dün Habertürk de Fatih Altaylı'ya konuk olmuşunuz Komutanım .. Hüseyin üzmez'in Avukatı olarak ....

Yüzünüz biraz değişmiş ama ses tonunuz ve vurgulamaları niż aynı hala ... Bırakmışsınız Yüzbaşı rütbesindeyken. .. ya da zorunda kalmışsınızdır ... bilmiyorum .. .. Kul hakkı nedir çok iyi bilirsiniz Komutanım .. Öbür tarafa üzerinde kul hakkıyla gitmek .. Hassassınız ki o konuda asker-subay O kadar tüm astlarınızın yanına terhis gününden bir gece önce gider ve ısrarla helallik isterdiniz .. . vermemek ne mümkün ... komutansınız .. ..

Bilemem, sadece bu garip Ayhan asteğmenden mi alamadınız .. ya da bir başkaları daha oldu mu ...
Söylermisiniz Komutanım ... vatan savunması için Anadolu'dan kopup gelen vatan evlatları Geldiği yerde aynı kendi gibi olanların kayrıldığını görünce ne der, ne düşünür ... onun yerine de göreve gitmesi, pusuya gitmesi, çatışmaya girmesi doğrumudur .. biri Turist Ömer misali dolaşırken, ÇAYINI sigarasını tüttürürken, diğerinin tüm geceyi eli tetikte arazide mevzilenerek geçirmesi hak mıdır ... Allahtan reva mıdır ... bu kul hakkı değil ise nedir ...
Bilmem içinizde ukde kalmışmıdır bu dik kafalı asteğmenden helallik alamamak ... Siz o Haksız yere ayrım Yaptığınız Mehmetlerden helallik alsanız da ben etmiyorum ..
Etmiyorum ... çünkü vukuatınız var ...
Ben vatana helal etmişim zaten, boyutu ne hacet ...

P.Astğm.Tahsin Ayhan
241.Dönem
Mustafa Kemalin Askeri ....

İstinaf Mahkemesi

İstinaf Mahkemesi

Diyarbakır'da bir resmi bina inşaati. Önündeki tabelada şunlar yazıyor:

Diyarbakır İstinaf Mahkemesi Binası İnşaatı.
Construction of Court of Appeal Building Diyarbakir.
Hibe Sözlesme Bedeli: 7 milyon 284 bin euro.
Financed by ( Parayı veren ): European Union ( Avrupa Birliği )
Faydalanıcı : T.C Adalet Bakanlığı. Republic of Turkey, Ministry of Justice.

Şu anda ülkemizde istinaf mahkemeleri yoktur.
AKP hükümeti bu mahkemeleri kurmak için, yasa tasarısı hazırlamaktadır.
Yani yasa henüz kanunlaşmamıştır.
Tesadüf bu ya; bu mahkemelerin kurulmasını, AB de israrlı bir şekilde istemektedir.

AB ' nin projesi: Ülkemizin bölünmesi sonrası, bu mahkemelerin
eyalet mahkemeleri olarak kullanılmasıdır. AB bunu açık açık dile getirmektedir.
AB sonuctan o derece emindir ki, 7 milyon euroyu bir çırpıda
bağışlamış , mahkeme binasının inşaatına bile başlamıştır.
Üstelik nerede? Tesadüf bu ya; yine Diyarbakır ' da.

Özgür ülkemin, özgür meclisinin, özgür insanları.
Özgür ülkemde, özgür meclisimin kararı bile olmadan, yasası bile olmadan,
özgür ülkem daha bölünmeden, AB bu mahkeme inşaatını nasıl yaptırabilmektedir ?

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE LÜTFEN OKU VE GÖNDER

Ben bir çocuğa bakmak için deli gibi çalışacağım...
> >Bu ülkeye hiç bir katkıları olmayan,
> >Bu güzel ülkemin, Türkiye'min vatandaşı olmak hakkını bir kenara iten,
> >Kendi kendilerine ırkçılık yapan,
> >Kürtler yan gelip yatacak...
> >30 tane palesi için devlet ona çocuk yardımı yapacak...
> >TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ...!!!
> >
> >

> >Vergisiz kaçak petrol kullanacaklar...
> >Ben de vergi üstüne vergi vereceğim...
> >Ben bu kadar SSK primi ödeyeceğim...
> >Hastanelerden zar zor faydalanacağım...
> >Kürtler bir yeşil kartla 30 tane palesine baktıracak...
> >TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ...!!!
> >
> >
> >Ben sesimi yükseltemezken...
> >Eylem yapamazken...
> >Düşüncemi ifade edemezken...
> >İşçi, memur yürüyüş yapıp hak arayamazken...
> >Kürt çıkıp bayrak yakacak...
> >Bölünme isteyecek...
> >Etrafı yakıp yıkacak...
> >Her şeyi Devletten bekleyecek,

> >Daha fazla demokrasi ve özgürlük isteyecek...
> >Gece 02:00'de İzmir’deki bir insan Diyarbakır’a gidemezken, Diyarbakır’lı her saat İzmir’e gelebiliyorsa,
hangisinin özgürlüğü kısıtlı.
> >Polisleri taşlayan bu itlere karşı, polislerin insan hakları diye eli bağlanacak...
> >TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ...!!!
> >
> >
> >Elektrik, su ve doğalgaz borcunu geciktirsen hemen kesilen ve bir dünya faiz ödeyen biz...
> >Devlet arazisine bir gecede çöküp oraya ev yapmayan biz...

> >Zar-zor, borç-harç ev alıp birde bunun takır takır vergisini ödeyen biz...
> >Kürtlerin kullandığı kaçak elektrik parasını ödeyen biz...
> >Elektriğe, suya, gaza para vermeyip bedava arazide ev kurup oturan kürt...
> >TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ...!!!
> >

> >
> >KÜRTLERE AYRIMCILIK YAPILIYOR DİYE YALAN KONUŞUYORSUNUZ...
> >TERÖRÜ BESLEMENİZE RAĞMEN, EN ÇOK YAYGARA YAPAN SİZSİNİZ...
> >MİLYONLARCA TEK KELİME TÜRKÇE BİLMEYEN KÜRTLER, NASIL ASİMİLE OLABİLİYOR...

> >TÜRKLER VATAN, NAMUS, DİN, DEVLET VE BAYRAK KITMETİ BİLİR ...
> >TÜRKİYE HUKUK DEVLETİDİR VE DÜŞÜNCESİNİ DE SİLAHLA DEĞİL, KONUŞARAK İFADE EDER...
> >TÜRKLER, DEVLETİNE VE YASALARA BAĞLILIĞINDAN ASLA TAVİZ VERMEZ...
> >TÜRKLER İŞSİZLİK VE KRİZLE BOĞUŞSADA, AÇ KALSADA KİMSEYE ÜLKESİNİ ŞİKAYET ETMEZ...
> >TÜRKLER ADALETİ KENDİ ÜLKESİNDE ARAR...

> >HER BORCUNU DEVLETE TIKIR TIKIR ÖDER...
> >VATANININ TEHLİKEDE OLDUĞUNU HİSSEDİP EYLEME GEÇER VE CANINI VERMEKTEN KAÇINMAZ...
> >AVRUPA'DA TÜRKİYE'Yİ YALAN SÖLEYEREK "BEN KÜRDÜM" DİYE ŞİKAYET EDERSİNİZ, AMA SUÇ
İŞLEYİP YAKALANDIĞINIZDA "BEN TÜRK'ÜM" DEME ÜÇKAĞITÇILIĞINI YAPARSINIZ...

> >TÜRKLÜĞÜ VE VATANINI SAVUNDUĞUNDA FAŞİST DAMGASI YİYEN SİZMİSİNİZ YOKSA BİZ TÜRKLER Mİ...???
> >BİZ Mİ BASKI GÖRÜYORUZ, SİZ Mİ...!!!

> >TÜRKİYE'DE KÜRT SORUNU YOK, SORUNLU VE BEYİN ÖZÜRLÜ İNSANLAR VAR...
> >KENDİ GÖZÜNDEKİ ÇÖPÜ GÖRMEYENLER, BAŞKASINA ŞAŞI DERLER...
> >BU SÖZ KÜRT FESADINI NE GÜZEL ANALATIYOR...

> >SONRADA BAŞBAKAN ÇIKIYOR AÇILIM İSTİYOR...
> >EVET İSTİYORUZ ...!!!
> >AMA...,

> >TÜRK AÇILIMI İSTİYORUZ...!!!

> >Demokrasiden bahsedip, teröre yol açmak ?
> >İnsan öldürüp, hak talep etmek?
> >Bu ne yaman çelişki...!!!




BÜTÜN DÜNYANIN VE YENİLGİYE UĞRAYAN DEVLETLERİN ASLA UNUTAMADIĞI, TÜRKLERİN DESTAN YAZDIĞI ÇANAKKALE ZAFERİNİ, KURTULUŞ SAVAŞIMIZI VE ŞİMDİ KÜRTLERİ KULLANAN DIŞ GÜÇLERİN, YUNANLILARIDA KULLANDIĞI AMA SONRA, 9 EYLÜL 1922 DE EGE DENİZİNE DÖKÜLMELERİNDEN SONRA YUNANLILARI KADERİNE TERK ETTİKLERİ UNUTULMASIN...

FRANSIZ ALBAY PİERRE LOTİ:"BİR DAHA, TÜRKLERLE SAVAŞMADAN ÖNCE, TÜRKLERDEKİ DİN, DİL, NAMUS, AİLE, VATAN, MİLLET VE BİRLİK DUYGULARININ YOK OLUP-OLMADIĞINI İYİ KONTROL EDİN. YOKSA, TÜRKLERİ SAVAŞARAK YENEMEZSİNİZ..."

GENERAL JOHN B. GORDON :"BEN BÖYLE BİR IRK'I DAHA ÖNCE GÖRMEDİM. BİR IRK, BİR BİRİNE
BU KADAR MI BAĞLI OLUR? BEYLER! BU BİRLİK BOZULMADIĞI SÜRECE, BAŞARMAYI HAYAL ETMEYİNİZ..."


TÜRKLERİN EĞİLMEZ VE BÜKÜLMEZ NASIL BİR ÇELİK OLDUĞUNU TÜRK DÜŞMANLARI ÖĞRENDİ AMA, TÜRK TOPRAKLARINDA YAŞAYAN AKIL VE MANTIKTAN YOKSUN YABANCI GÜÇLERİN MAŞALARI ÖĞRENEMEDİ.
TÜRKÜN SABRI TAŞTIĞINDA ÖĞRENECEKLER, AMA O ZAMAN ÇOK GEÇ OLACAK VE PİŞMANLIKLARININ ONLARA HİÇ FAYDASI OLMAYACAK...

***NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE***

MÜKEMMEL BİR DURUM FIKRASI

Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam,
arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.
İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi
arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı
çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu
genelev için hergün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir
yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş.
Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek
görmemişler,
ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya indirek
olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile camiye karşı tazminat davası
açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi
bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler,
Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da
kabul etmemişler.
Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hakim dosyayı
dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
"Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş.
....Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.
Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,
diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati...!"


Nefis bir anektod.. Aynen günümüzde olduğu gibi Kimi dinsizlerin menfaat ve
çıkarları uğruna nasıl dindar gözüktükleri ile, kimi dindarların çıkarları
uğruna nasıl dini inkar ettiklerinin hikayesi
..

LAZ EFSANELERİ

Bir efsanedir Karadenizliler!
**Bir Laz'ı sınıfta nasıl teşhis edebilirsiniz?
Öğretmen tahtayı silerken,o da defterini siler...**
**Bir Laz'ı cenazede nasıl teşhis edebilirsiniz?
Sadece o hediye getirmiştir...**
**İstanbul Trabzon uçağında niçin film gösterilmiyormuş?
Film bitince uçaktakiler arka kapıdan çıkıyorlarmış.. .*
**Lazlar nasıl kürtaj yaparlar?
Leylekleri taşlayarak...**
**Laz sokak kadını ne zaman kafayı üşütmüş?
Diğer kadınların bu işi para karşılığında yaptığını öğrenince...**
**Laz buzdolabında niçin boş şişe bulundurur?
İçki içmeyen misafirler için...**
**Laz'ın Amerika'da oğlu olmuş, ismini ne koymuş?**
(Temel)**
**Karadeniz' deki kola şişelerinin altında ne yazıyormuş?
Diğer taraftan açınız.**
**Laz duş yaptıktan sonra ne yapar?
Islak elbiselerini çıkarır.**
**Laz yürüyen merdivendeyken elektrikler kesilmiş.
Laz iki saat mahsur kalmış.**
**Lazlar ağaç dikiyorlarmış. Başlarındaki görevli ise Lazlara:
Yeşiller yukarı, yeşiller yukarı!**
**Laz işçilere neden en fazla on dakika mola verdirirler?
Daha uzun mola verirlerse ne iş yaptıklarını unuturlar.**
**Laz niye yazı yazarken eldiven takar?
El yazısı tanınmasın diye.**
**Otuz Laz denizci boğulmuş..
Denizaltıları bozulunca ittirmeye kalkmışlar.*

Hangi Kürtler ?

Bugün bu köşeyi, bu ülkenin çilesini çeken, derdini yüklenen insanlarına bırakıyorum.
Onların mektuplarına. Okuyan herkes ders alsın, ibret alsın diye.

Bu mektup bir Kürt yurttaşımızdan

MERHABA Sayın Altaylı,

Ben Doğu Anadolu'dan, Bingöl'den yazıyorum size.
41 yaşındayım ve kamuda çalışıyorum.

Zaza'yım ama bizim coğrafyamızda Zaza-Kürt ayrımı bilinmediği için Kürt vatandaşıyım.

Ben de her Kürt gibi uzun zaman gayet iyi bir Kürt milliyetçisiydim.
Doğal olarak zamanla evlendik, çoluk çocuk sahibi olduk, devlet kurumlarında göreve başladık, olgunlaştık. Hayata bakış açımız da
bizimle birlikte olgunlaştı.

Bölgemizde 90'lı yıllarda çok zor günler geçirdik. Öyle ki, görevimiz nedeniyle sabah evden çıkarken akşam nasıl döneceğimiz
meçhuldü. Herkeste bir karamsarlık, bugün nasıl bir haber gelir, nasıl bir felaket yaşanır, ne olaylar olur endişesi vardı.

Her gün yol kesmeler, araç yakmalar, insanları katletmeler ve bütün bunlardan memnun olan insanlar...

Ve bütün bunları yapanlar, Kürt halkının haklarını savunanlardı sözde. Oysa ben bir Kürt olarak kimseye

"Silahını al, dağa çık, beni savun" dememiş, kimseye bir vekâlet vermemiştim. Ben bir Kürt vatandaşı olarak devletin kurumunda
çalışıyorum, maaş alıyorum. Devletten aldığım maaşla ailemi geçindiriyorum, çocuklarımı büyütüyorum, iyi bir gelecek sunmaya
çalışıyorum.
Bana bugüne kadar "Sen Kürt vatandaşısın, hastaneye gelme, bankaya gelme, belediyeye gelme, çocuklarını bizim okulumuza gönderme"
diyen olmadı. Ya da Kürt olduğum için hiç horlanmadım.

Bu benimle de sınırlı bir durum değil, genel bir durum.

Ama anlamadığım, ben Kürt olmamdan ötürü ekstra bir sıkıntı çekmezken neden birileri benim hakkım için ortaya çıkıyor?

Son günlerde ülkemizde yaşananlar, neredeyse taşıdığım Kürt kimliğinden nefret etmeme sebep oluyor. Çünkü ben, hak diye hayatının
baharında bir genç kızın yakılmasını hazmedemiyorum. Ben, hak diye belediye otobüsünü yakıp, ertesi gün belediye otobüsünü
kullanan zihniyeti anlayamıyorum. Ben, hak diye bankalara saldırıp, ertesi gün o bankaya gidip işlem yapan zihniyeti
anlayamıyorum. Hak diye kamu ortak alanlarını talan edip, ertesi gün orayı kullanmaya çalışan zihniyeti de anlayamıyorum.

Anlamıyorum, anlamak da istemiyorum.

Ben, hak deyip fakir fukaranın evladını şehit eden zihniyeti, amacımız bölünmek değil, devlet kurmak değil deyip Türk bayrağına
saldıran zihniyeti anlamak istemiyorum.

Ben bugün Tokat'ta şehit edilen evlatlarımızın, Mehmetçiklerimizin cenazelerinde atılan sloganların dolaylı da olsa muhatabı olmak
istemiyorum. Ben kimsenin benim hakkımı savunmasını, kimliğim için mücadele etmesini de istemiyorum.Ve biliyorum ki, benim bu
düşüncemi taşıyan milyonlarca Kürt vatandaşı var. Onlar da her akşam benim gibi başlarını yastığa koydukları zaman bu duygularla
debelenip duruyorlar.

Sayın Altaylı diyeceksiniz ki, "İyi de kardeşim bunları bana niye yazıyorsun?"

Size bir şey söyleyeyim.

Ben bir Kürt olarak, sözde benim haklarımı savunmak için ortaya çıkanların ve sözde bizden olanların yürüttükleri olumsuz
politikalar ve yaptıkları vicdanlara sığmaz davranışlar nedeniyle kendi çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum, biliyor
musunuz?

Ben bugün Tokat'ta şehit düşen askerlerimizle ilgili haberlerinizi okurken mensubu olduğum kimlik adına derin utanç duydum.
Boğazım düğüm düğüm oldu. Kendi oğlumu ve kızımı düşündüm ve bir kez daha utandım.

Ben, kimsenin bizim hakkımızı savunmasını istemiyorum.

Ben, aklıselim her Kürt vatandaşın bunu haykırmasını istiyorum.

Umarım sizi rahatsız etmemişimdir. İçimden geldi yazdım.

Katlandığınız için teşekkür ederim.

Esen kalın...



Bunu yazan da bir Kürt


SAYIN Altaylı, ben Vanlı bir hemşerinizim ve Kürt kökenliyim. Son zamanlardaki gelişmelerden oldukça rahatsızım. Bu olaylardan
beni en çok etkileyeni de Serap'ın katledilmesidir.

Elbette Emine Ayna'nın saçma sapan açıklamaları ve DTP nin provokasyonlarını saymıyorum bile.
Bütün bu gelişmelerden rahatsızım ve eminim ki benim gibi hisseden milyonlarca Kürt var.

Artık bizim bir şey yapma zamanımız geldi (geç bile oldu).

Ancak nasıl bir araya geleceğimizi, hangi kanalları kullanacağımı bilmiyorum. Serap ve Serap gibi şiddet kurbanı insanlar için bir
şey yapmak gerekiyor. Böyle bir kanal varsa beni haberdar ederseniz minnettar kalırım.



Bu da Türkiyeliden


MERHABA Fatih Bey,
Kriz dönemine rağmen işlerim çok iyi, aile hayatım çok huzurlu ama ülkemin bu durumu beni hiç mutlu etmiyor.

Aslımın Türk mü, Kürt mü olduğunu bilmiyorum. Ama her zaman kendimi Türk olarak hissettim ve gurur duydum. Askerliğimi Kuzey
Irak'ta tim komutanı olarak yaptım. Ülkemin her yerinden gelen o muhteşem insanları kardeşim bildim ve bir kardeşi özler gibi
özlüyorum. Her ölümün yasını tuttum. Tıpkı Serap Eser'in yasını tutar gibi.

Hayatımda beni hiçbir şey, Emine Ayna'nın Serap'ın ölümü üzerine söylediği söz kadar üzmedi. Bir insan bu kadar mı kin ve nefret
dolu olabilir. Şu an ona karşı olan duygularım, beni insanlığımdan alıkoyacak kadar kötü.

Bu yaşadığımız sorunların tek nedeni, çocukların sevilmediği, kadınların hiç olduğu, güce tapılan bir aile yapısı.

Her zaman arızalı insanlar yetiştiren bu ortamlar düzelmedikçe Emine Ayna'lar her zaman olacak.



Bu da bir öğrenci


GAZETENİZDEKİ haberi görünce içim acıdı, hayatımda hiç böyle olmamıştım.

Millet olarak şehit haberlerine duyarsızlaşmıştık ama bu farklıydı.
Şehit Fatih, aldığı 120 liralık er maaşının 100 lirasını annesine gönderiyormuş.

Ben hem öğrenim kredisi hem de liseyi birincilikle bitirdiğim için özel burs alan 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim.

Ailemle yasadığım için çok harcamam olmuyor.

Rica etsem, Fatih'in annesinin varsa hesap numarası ya da ona bir şekilde ulaştırabileceğim bir yol varsa bana iletir misiniz?

Kenarda biriktirdiğim 150 liramın 50 lirasını Fatih'in yerine onun annesine bu ay ben göndermek istiyorum.
Şimdiden teşekkür ederim.

Türk genleri

Oxford'daki Gen Merkezi'nde, bugüne kadar 10 binden fazla Türk'ün gen haritası çıkarıldı. Sonuç: Türkler ağırlıklı olarak, Ortadoğu'da 40 - 25 bin yıl önce yaşamış 'Jasmin' ve 'Re' klanlarından geldiği saptandı.

Milliyet

Merkezi İngiltere'nin Oxford kentinde bulunan özel Gen Araştırmaları ve Ataları Tespit Merkezi'nin en iyi müşterilerinin Türkler olduğu ortaya çıktı. 180 sterlin (yaklaşık 470 YTL) ücret karşılığı isteyen herkesin genlerini inceleyen ve ayrıntılı sonucu en geç 6 hafta içinde bir gen haritası ve sertifikayla birlikte veren merkez, bugüne kadar 10 binin üzerinde Türk'ün gen haritasını çıkardı. Soyağacını merak edenler erkekse kendi DNA örneğiyle babasının soyunu, kadınsa annesinin soyunu tespit ettirebiliyor. Kişi, hem anne, hem de babasının soyunu öğrenmek isterse, karşı cinsten birinci derece akrabasının da DNA örneğini merkeze vermek zorunda.
Kökümüz çok eski
Gen Araştırmaları ve Ataları Tespit Merkezi'nin Başkanı Genetik Bilimci Prof. Brian Sykes'a göre, Türk kadınlarında en yaygın olarak kökleri 25 bin yıl önceki Suriye bölgesine yaşayan 'Jasmin' klanına kadar giden bir gene rastlanıyor. Jasmin ve haberde geçen öteki klan isimleri, bilim çevrelerinin çok eski devirlere ait insan topluluklarına verdikleri, ancak tarihsel verilere dayanmayan sınıflandırma amaçlı isimler.
Bulgulara göre, merkeze başvuran Türk erkeklerinin yüzde 25'inin kökeni de, 20 bin yıl önce Ortadoğu'da yaşayan 'Wodan' klanına dayanıyor. Aynı şekilde Norveç erkeklerinin yüzde 30'u da aynı klandan geliyor. Prof. Sykes, Türk erkeklerinin yüzde 30'unun, Ortadoğu'da 40 bin yıl önce yaşayan 'Re' klanından geldiğini açıkladı. Türkiye'nin iki bakımdan çok önemli olduğunu belirten Sykes, "En eski atalarınız bu bölgede, ayrıca ilk kasaba Çatalhöyük de bu bölgede" dedi. Türklerde insanlığın çok eski atalarının karışımından oluşan DNA'lara rastladıklarını söyleyen Sykes'a göre, Türklerin anne yönünden atalarında az da olsa, Kuzey Yunanistan bölgesinde 45 bin yıl önce yaşayan 'Ursula' kavminin izleri de görülüyor.
Erkek soyu tükenecek
Prof. Brian Sykes'ın önemli iddialarından biri de, 'Y' kromozomu olarak bilinen erkek kromozomunun yavaş yavaş yok olduğu.
Prof. Sykes, erkek cinsinin tümüyle yok olmasının, 100 ile 200 bin yıl arasında, büyük olasılıkla 125 bin yıl içinde gerçekleşeceğini ileri sürüyor. Prof. Sykes, bunun insan neslinin yok olması anlamına gelmeyeceğini, insan neslinin erkekler olspermde bulunan kromozomların, kadın yumurtasından da elde edilebileceğini söylüyor.
Prof. Sykes kimdir?
Brian Sykes, Oxford Üniversitesi'nin genetik konusunda otorite sayılan uzmanlarından biri. Genetik Merkezi'ni, soylarını öğrenmek isteyenlere hizmet vermek üzere ticari amaçla kurmuş. Sykes 1994'te Alp Dağları'nda donmuş olarak bulunan 5 bin yıllık bir cesetten DNA elde etmeyi başarmış ve bir İngiliz kadınının bu cesetle bağlantılı olduğunu kanıtlamıştı.
Ben de doku verdim 'Ursula' kökenli çıktım
Kökenimi öğrenmek için, Oxford'daki merkeze yanağımının içinden alınan özel bir doku örneğini verdim. Sonuç, benim için sürpriz oldu. Meğer buzul devrinde Yunanistan'da yaşayan ve Avrupa'nın en eski kabilelerinden biri olan 'Ursula'dan geliyormuşum. Merkezde gen haritasını çıkartanlar arasında 'Ursula' kavminden gelen başka kimse olmadığını öğrendim.
Havva sayısı 36'ymış
Yakın geçmişte yapılan bilimsel araştırmalar, vücudumuzun her hücresinde bulunan ve yalnızca annemizden gelen 'Mitokondrial DNA'ların (MTDNA), muazzam bir genetik kalıtım içerdiğini ortaya koydu. Bu durumda ana tarafından 150 bin yıl öncesine kadar giden kalıtımsal mirasın izi sürüldüğünde, yeryüzünde yaşamış ve yaşayan herkesin 36 klan annesinden birinin soyundan geldiği anlaşılıyor. Kadınsanız, DNA'nız ana atanızı gösteriyor. 36 Havva'dan 7'si soyunu Avrupa'da devam ettirmiş. Bunlara "Havva'nın 7 kızı" deniyor.
Tam 16 milyon torunu var
Merkezin en ilginç bulgularından biri de, Cengiz Han hakkında. Prof. Sykes, "Cengiz Han'ın cinsellik açısından insanlık tarihinin en başarılı erkeği olduğunu" söyledi. 13. yüzyılda yaşayan Moğol İmparatoru, iktidarı boyunca, Moğolistan'dan Afganistan'a, Rusya'dan Irak'a, Asya'yı bir baştan bir başa fethederken o kadar çok kadınla beraber oldu ki, dünyada şu anda onun genlerini taşıyan en az 16 milyon erkek var. Sykes, "Adem'in Laneti: Y Kromozomu Üzerine Bir İnceleme" adlı araştırmasında son yüzyılda Asyalıların diğer ülkelere göç etmeleri sonucunda, İngiltere'de de Cengiz Han'ın torunlarının bulunabileceğini belirtti. Asya'nın 16 değişik bölgesinde yaptığı araştırmalarda bu bölgede yaşayan erkeklerin yüzde 8'inin Cengiz Han'ın soyundan geldiğini saptadığını belirten Prof. Sykes, "Cengiz Han, komutanlarına zaptettiği ülkeleri yağmalatırken kadınların kendisine getirilmesini istedi. Bu kadınlara sistematik şekilde tecavüz etti. 65 yaşında öldüğünde imparatorluğu Güney Çin Denizi'nden Basra Körfezi'ne kadar uzanıyordu. Evliliklerinden olan 4 oğlu ve torunları Polonya ve Macaristan'ı ele geçirip spermlerini bu ülkelerde yaydı. Genetik konusunda dünyada, büyük olasılıkla en başarılı soy oldular" dedi.
Başvuru nasıl yapılıyor?
DNA'nın araştırılması için yanağınızın içinden, acı vermeden alınacak bir miktar doku (bunun için size küçük bir fırça veriliyor) isteniyor. Bunu merkeze gönderdiğinizde, 'MTDNA'nız deşifre edilerek klan ananız tespit ediliyor. Böylece insanlığın aile ağacındaki yeriniz saptanıyor.

Ataşehir artık sarı-lacivert

Ataşehir artık sarı-lacivert

Başkan Aziz Yıldırım, büyük bir hayalini daha gerçekleştirdi ve Ataşehir'deki araziyi 58.2 milyon liraya Fenerbahçe'nin malı yaptı.



Fenerbahçe-Ataşehir artık sarı-lacivert

Başkanlık görevini üstlendiğinde kulüpler içinde tesis bakımından en fakir durumda bulunan Fenerbahçe’yi 11 yılda tesis zengini yapan Aziz Yıldırım, bir büyük işe daha imza attı. Ülker grubuyla ortaklaşa olarak Ataşehir’de dev bir kompleks inşa etmeyi planlayan Yıldırım, buranın arazisini kulübün malı yaptı. Dün gerçekleşen ihalede, Ataşehir’deki 55 dönümlük arazi, 58 milyon 200 bin lira bedel karşılığında Fenerbahçe’nin oldu. Arazinin üst kullanım hakkı, Kadıköy Belediyesi tarafından 30 yıllığına Fenerbahçe’ye kiralanınca büyük tartışmalar çıkmış, hem belediye başkanı Selami Öztürk hem de kulüp ağır eleştiriye uğramıştı. 55 dönüm arazi üzerinde kurulması düşünülen komplekste 12 bin kişilik spor salonu, 2 antrenman salonu, alışveriş merkezi, katlı otopark, cafe ve restaurantların bulunacağı 9 katlı otel, sinema salonları, olimpik yüzme havuzu ve iş merkezi yer alacak. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, 17 Temmuz 2009 tarihinde yaptığı toplantıda, Ataşehir ile ilgili hazırlanan projeyi görüşerek, oy çokluğuyla onaylamıştı.

Salon 2010’a yetişecek

Belediye Meclisi’nin bu kararı sonrası, inşaatla ilgili kanuni işlemleri başlatan Fenerbahçe Kulübü ile Ülker’in, çok yakın bir zamanda büyük bir törenle temel atması bekleniyor. Ataşehir Kompeksi içinde inşa edilecek 12 bin kişilik spor salonu, 2010’da ülkemizde yapılacak Dünya Basketbol Şampiyonası’na yetiştirilecek. Fenerbahçe’nin bayan ve erkek basketbol ile voleybol takımları, önümüzdeki sezondan itibaren maçlarını burada oynayacak.




Fenerbahçe muradına erdi
Fenerbahçe Başkanı Yıldırım, Ataşehir'deki araziyi kaptı
30 Aralık 2009 Çarşamba, 15:08

Fenerbahçe Kulübü, Finans Merkezi olarak planlanan Ataşehir’de Kadıköy
Belediyesi’nden 30 yıllığına kiraladığı 57 bin 718 metrekarelik iki araziyi dün satın aldı. İhaleye tek başına giren kulüp, 58.2 milyon liralık teklifiyle oldukça değerli olduğu belirtilen arazinin sahibi oldu. Böylece, 10 bin kişilik spor kompleksi ve alışveriş merkezinden oluşan ‘Alpella Gençlik Şehri’ projesinin de önünde engel kalmadı. İki yıl önce arazinin Fenerbahçe’ye kiralanması büyük eleştirilere neden olmuş, ‘yüzyılın kıyağı’ olarak nitelendirilmişti.

İHALEYE TEK TEKLİF

Kadıköy Belediyesi, iki yıl önce yıllık 305 bin TL kira bedeliyle, 30 yıllığına Fenerbahçe’ye kiraladığı arazilerin dün satışını gerçekleştirdi. 6 parselde bulunan 39 bin 869 metrekare arazi için muhammen bedel 39 milyon 869 bin TL olarak belirlenirken, 7 parseldeki 17 bin 849 metrekarelik arazi için ise
17 milyon 849 bin TL’lik muhammen bedel tespit edildi.

METREKARESİ BİN TL

Kadıköy Belediyesi Encümen Salonu’nda yapılan ihaleye, 57 bin 718 metrekare arazinin kullanım hakkını elinde bulunduran Fenerbahçe
Kulübü’nden başka kimse teklif vermedi. Kulüp, muhammen bedelleri
birer milyon TL artırarak 57 milyon 718 bin TL muhammen bedelle satışa
çıkartılan araziyi 58 milyon 200 bin TL’ye satın aldı. Aynı bölgede emsal
arazilerin metrekare fiyatlarının ise 2.5 ile 4 bin TL arasında değiştiği kaydedildi.

‘Uyarılarımız doğru çıktı’

Fenerbahçe Kulübü’ne 30 yıllığına kiralandıktan sonra arazinin satışa çıkartılmasına bir grup arkadaşıyla birlikte karşı çıkan AK Parti Grup
Başkanvekili Fatih Kaya, “Rekabet ortamı oluşmadı. Tek alıcı Fenerbahçe olunca Kadıköy daha fazla kâr edeceği arazisini yeterince değerine satamadı. Bizim daha önceki uyarılarımız doğru çıktı” dedi.

Fener’e 300 milyon dolar kazandıracak

Kadıköy Belediyesi, iki yıl önce Bursa’da yerel bir gazeteye verdiği
ilanla Ataşehir’deki 57 bin 718 metrekarelik iki araziyi kiralamak
için ihaleye çıkmış, tek teklifi veren Fenerbahçe Kulübü yıllık 305 bin TL
bedelle araziyi 30 yıllığına kiralamıştı. Araziye yapılacak olan 10 bin kişilik spor kompleksi ve alışveriş merkezi projesinin Fenerbahçe’ye yaklaşık
300 milyon dolarlık gelir sağlayacağı ifade ediliyor.

GAZETE HABERTÜRK


25 Aralık 2009 Cuma

Türk milliyetçisi ATATÜRK

Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükûnunu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türkün varlığı bu köhne âleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek."

Mustafa Kemal Atatürk

Rakibimiz Lille

pazar günü rakibimiz Lille in Lemans ile oynadığı maçı izledim. Rakibimiz olduğuu içinde daha bi alıcı gözle bakarak. İlk 30 dakika da 3 gol atıp maçı 3-0 aldılar. Daha önceki haftalarda da benzer performanslar göstermeleri rakibimizin oyun karakteri hakkında daha iyi fikir edinmeme sahip oldu. Öncelikle sezon başında adeta yerlerde gerzerken son 5haftada 5 galibiyet alıp ve bunu son 5 haftanın en çok golünü atarak yapmış olmaları açıkçası beni biraz korkuttu. Öncelikle içeride yada dışarıda ne olursa olsun maça tempolu başlayıp gol yada goller bulup sonra oyunu kontrol altında tutmaya dayalı bi taktikle oynuyolar. İşin açıkçası ileri uç oyuncularıda çok süratli ve dikine oynamayı sevdiği içinde öyle yada böyle kimle oynarsa oynasınlar gol bulmayı başarıyolar. Ligin en güçlü takımları olan Bordeaux ya da, Lyon a da çok rahat gol atabildiler. Dikkat edilmesi gereken oyuncuları da gol krallığında 9 golle ikinci sırada bulunan ve takımın en çok gol atan oyuncusu GERVİNHO ile 18 yaşındaki EDEN HAZARD. Ayrıca bize karşı Lyon formasıyla da mücadele etmiş olan Frau ve Almanya dan gelen Vittek te tehlikeli hücum oyuncuları ve bu oyuncular dikine tempolu futbola çok yatkın oyuncular. Ayrıca orta sahaları son derece sert adeta tekme tokat denilecek biçimde futbol oynuyor. Bu sertliğe ayak uydurabilecek Emre den başka futbolcumuz olmaması beni düşündürüyo. Eleme turu maçlarında gol yememenin büyük önem arz ettiği düşünülürse o veya bu şekilde gol yiyeceğimiz aşikar bu durumda mutlaka onlardan daha fazla gol atmamız gerekiyor. Bu forvetlerimizin form tutmasıylamı ofansif oyunlamı yoksa devre arasında ileri uca takviyeylemi olur orası teknik heyetin sorunu ama mutlaka golcü kimlik içinde olmamız gerekir. Rakibin bize karşı tehlikeli bulduğum tarafları bunlar.
Gelelim bizim avantajlarımıza ; topa sahip olarak ve set hecumu ile oynamamız ve rakibe oranla daha kuvvetli bi defansımız olması en büyük artımız. İçerde yada dışarıda aynı oyun karakteriyle oynadıkları için topa sahip olmayı ve sertliğe karşı koymayı başarabilirsek. Kart görmeleri ve defanslarında hata yapmaları muhtemel. Çünkü top rakipteyken son derece sertler ve topa sahip olan takımlara karşı defanslarında yerleşim sıkıntısı çekebiliyolar.
Bu değerlendirmelerden hareketle takımımın gereken performansı gösterip bu turu geçmesini arzu ediyorum. Geçmemiz durumun da Liverpool ile oynayacağımıız düşünülürse Lille in Liverpool dan önce rakibimiz olması bizim için bulunmaz nimet çünkü Lille takımı ingilizlere çok yakın bi futbol mantığıyla oynuyo. Şayet Lille i elersek, başka bi ekolün takımını eleyip Liverpool un karşısına çıkmış olmamızdan daha fazla avantaj sahibiyiz. Yeter ki Lille i eleyelim Liverpool un temposuyla başedebilecek pratiği kazanmış olacağız ve bunun avantajını Liverpool a karşı göreceğiz.

Gurbetçi Gençler

Hollanda U19 Ligi´nde bu hafta sonunda oynanan

NEC Nijmegen U19 - Quick U19 karsilasmasinda Furkan Alakmak firtinasi vardi. 9-0 gibi farkli bir skorla galip gelen NEC´in iki golü 1991 dogumlu forvet Furkan Alakmak´tan (solda) geldi. Furkan ayrica tam üc golün de pasini vererek toplam 5 gole katkida bulundu. Böylece bu sezon toplamda 8 gole ulasan Furkan ayni zamanda Hollanda U19 Milli Takimi´nin takibe aldigi bir oyuncu.

Hollanda U17 Ligi´nde oynanan diger bir macta ise FC Zwolle U17 ile FC Volendam U17 Takim´lari karsi karsiya geldi. 6-3 gibi farkli bir skorla galip gelen FC Zwolle U17 Takimi´nin iki golü 1993 dogumlu Türk forvet Mustafa Saymak´tan geldi. Mustafa böylece toplamda 7 gole ulasti.

Almanya 3´üncü Ligi´nde pazar günü oynanan karsilasmada Bayern Münih PAF Takimi deplasmanda Werder Bremen PAF Takimi ile krsilasti. Mactan 3-0´lik galibiyet ile dönen Bayern genclerinin ik golü 1990 dogumlu Türk orta saha oyuncusu Mehmet Ekici´den geldi. Bu gollerle toplam gol sayisini 7´ye cikaran Mehmet Ekici ayni zamanda Almanya U20 Milli Takimi´nda da oynayan bir oyuncu. Bu macta ayrica 1988 dogumlu Ümit Milli forvetimiz Deniz Yilmaz da Bayern gencleri adina sahada 90 dakika boyunca yer alirken, Bremen ekibinde ilk 45 dakikada eski U19 Milli oyuncumuz 1990 dogumlu Onur Ayik ter döktü.

VfL Bochum PAF Takimi deplasmanda Rot Weiss Essen ile 2-2 berabere kalirken, Bochum´un bir golü 1987 dogumlu ve 1,88 m boyundaki orta saha oyuncumuz Mirkan Aydin´dan geldi. VfL Bochum´un profesyonel kadrosunda yer alan ve bu sezon Bundesliga´da bir kac dakika da olsa forma giyen Mirkan, böylece toplamdaki gol sayisini 5´e cikardi.

FC Nürnberg PAF Takimi ise deplasmanda SC Freiburg PAF Takimi´ni Türk oyuncularinin performansi sayesinde 4-1 gibi farkli bir skorla maglup etti. Nürnberg´in iki golü 1990 dogumlu forvetimiz Güngör Kaya´dan gelirken, bir golü 1987´li bir baska Türk forvet Ahmet Kulabas´tan geldi. Nürnberg´in Bundesliga kadrosunda yer alan Güngör toplamda 4 gole ulasirken, Ahmet tam 8 gole ulasti.

Almanya U19 Ligi´nde ise Hannover 96 U19 Takimi deplasmanda Carl Zeiss Jena U19´u iki Türk futbolusunun golleri ile 2-0 yendi. Hannover´in bir golü 1991 dogumlu Türk forvet Serdar Dursun´dan gelirken, diger golü 1991´li Türk hücum oyuncusu Ali Gökdemir´de geldi. Gecen hafta da aglari iki kez havalandiran Serdar toplamda 3 gole ulasirken, Ali 4 gole ulasti.

VfL Bochum U19 Takimi ise evinde FC Köln U19 Takimi ile 3-3 berabere kaldi. Bu macta Bochum adina iki gol kaydeden 1991 dogumlu Türk forvet Oguzhan Kefkir alinan bir puanin en büyük mimariydi. Oguzhan da böylece toplamda 4 gole ulasti.

MSV Duisburg U19 Takimi ise deplasmanda karsilsitigi Alemannia Aachen U19´u 3-0 ile gecerken yine Türk oyuncular maca damgalarini vuran isimlerdi.
Duisburg´un bir golü 1991´li sol acik Harun Celebi´den gelirken, bir diger golü 1992´li orta saha oyunusu Burakcan Kunt´tan geldi. Gectigimiz sezonun Avrupa´daki en basarili 1992´li Türk golcüsü Burakcan (12 gol) böylece bu sezon icin seytanin bacagini kirarak ilk golünü kaydetti. Burakcan´in bu sezon ayrica 3 de asisti bulunuyor.Harun´da aynen bu sezon icin ilk golünü kaydetmis oldu.

Fortuna Düsseldorf U19´un deplasmanda Arminia Bielefeld U19´u 4-0 maglup ettigi karsilasmada ise 1,90´lik Türk forvet Serdar Karaduman (sol ortadaki resimde) firtinasi vardi. 1991 dogumlu futbolcumuz 42, 48 ve 49´uncu dakikalarda aglari havalandirirken tolamda da 5 gole ulasti.

Almanya U17 Lig´nde ise Werder Bremen U17 Takimi deplasmanda Rot Weiss Erfurt´u 4-2 yenerken, Bremen ekibinin bir golü 1993´lü Türk orta saha oyuncusu ve kaptan Özkan Yildirim´dan geldi. Özkan toplamda 5 gole ulasti.SC Weyhe U17 Takimi evinde Energie Cottbus U17´ye 4-1 yenilirken, Weyhe ekibinintek golü 1993 dogumlu orta saha oyuncsu Görkem Sahay´dan geldi. Görkem toplamda böylece 3 gole ulasti.

Schalke 04 U17 Takimi deplasmanda karsilastigi Borussia Dortmund U17 Takimi ile 1994´lü Türk orta saha oyuncusu Kaan Ayhan´in golü ile 1-1 berabere kaldi. Schalke´li futbolcumuz böylece toplamda 4 gole ulasti.

Bayer Leverkusen U17 Takimi ise evinde Rot Weiss Essen U17´yi 4-1 maglup ederken, Leverkusen´nin bir golü 1994 dogumlu Türk forvet Samed Yesil´den geldi. Essen´in tek sayisi ise 1993´lü Türk orta saha oyuncusu ve takimin kaptani Ismail Öztürk´ten geldi. Samed toplamda 6 gole ulasirken, Ismail golcülügünü devam ettirdi ve toplamda 9 gole ulasti.

Borussia Mönchengladbach U17 takimi evinde Bonner SC U17´yi 2-0 maglup ederken, Mönchengladbach´in bir golü 1993´lü U17 Milli orta saha oyuncumuz Taskin Calis´tan geldi. Taskin böylece toplamda 8 gole ulasti.

Wattenscheid 09 U17 Takimi evinde Sportfreunde Troisdorf U17´yi 3-0 yenerken, Wattenscheid´in ilk golü daha 1´inci dakikada 1993´lü Türk forvet Semih Esen´den geldi. Semih de toplamda 4 gole ulasti.

Preußen Münster U17 Takimi deplasmanda FC Köln U17´ye 2-1 maglup olurken, Münster´in tek golü 1993´lü Türk forvet Semih Daglar´dan geldi. Münster´in Semih´i böylece toplamda 8 gole ulasti.

Almanya 1´inci Ligi Bundesliga´da gectigimiz cumartesi oynanan karsilasmada Hamburger SV deplasmanda FSV Mainz 05 ile karsilasti. Rakibi ile 1-1 berabere kalan Hamburger SV´un tek golü 1990 dogumlu Genc Milli forvetimiz Tunay Torun´dan (soldaki resimde) geldi. Tunay profesyonel kariyerinin ilk golünü atarken, 67 dakika sonrasinda yerini 1990 dogumlu diger bir Türk yetenek Tolgay Ali Arslan´a birakti.

Bu ligde oynanan bir diger karsilasmada ise Borussia Dortmund deplasmanda TSG Hoffenheim´i 2-1 maglup ederken, Dortmund´un galibiyet golü 1988´li A Milli futbolcumuz Nuri Sahin´den geldi. Nuri bu sezon toplamda 3. golünü atmis oldu.

FC Kaiserslautern PAF Takimi gecen cuma günü oynadigi karsilasmada deplasmanda SV Elversberg´i 4-0 gibi farkl bir skorla maglup ederken, Kaiserslautern´in bir golü 1987 dogumlu Türk forvet Alper Akcam´dan geldi. Kaiserslautern´in profesyonel takim kadrosunda yer alan Alper bu sezon toplamda 4´üncü golünü atti. Alper Akcam gecen sezonu 17 ile PAF Takimlari arasinda en basarili Türk golcüsü olarak kapatmıştı ve http://www.yetenekliturkfubolcu.de.tl/ sayfasi trafindan ödüllendirilmisti.

Almanya U19 Ligi´nde ise cuma aksami Union Berlin U19 Takimi evinde Tennis Borussia Berlin U19 ile 2-2 berabere kalirken. Union´un bir golü 1991´li Türk orta saha oyuncusu Erdi Temel´den geldi. Erdi de toplamda 3´üncü golünü kaydetmis oldu.

Almanya U19 Ligi´ne bugün oynanan karsilasmalar ile devam edildi.Holstein Kiel U19 Takimi evinde Rot Weiss Erfurt U19´u 3-0 maglup ederken, Kiel takiminin son golü penaltidan 1992´li Türk stoper Ferhat Yazgan´dan geldi. Ferhat böylece toplamda ikinci golünü kaydetmis oldu.

Carl Zeiss Jena U19 Takimi ise evinde Hamburger SV U19 Takimi´na 3-2 maglup oldu. Bu macta Jena´nin bir golü 1991´li Türk stoper Ömer Cay´dan geldi.

Hertha Berlin U19 Takimi ise VfL Osnabrück U19 deplasmanindan 1991 dogumlu Türk orta saha oyuncusu Fatih Aydogdu´nun iki golüne ragmen 5-3 maglup olarak döndü. Fatih´in toplam gol sayisi böylece 4 oldu.Almanya

U17 Ligi´nde ise Hertha Berlin U17 Takimi SC Weyhe U17 deplasmanindan 4-1´lik glibiyet ile döndü. Bu macta Hertha´nin bir golü 1993´lü Türk stoper Atakan Yigitoglu´ndan geldi. U17 Milli futbolcumuz Atakan böylece toplam gol sayisini 3´e cikardi. Weyhe´nin tek golü ise 1993´lü Türk orta saha oyuncusu Emre Gökalp´ten geldi. Emre´nin de toplam gol sayisi 2 oldu.

Karlsruher SC U17 Takimi ve Eintracht Frankfurt U17 Takimi arasinda gecen macta ise Karlsruhe Takimi, Türk oyuncularinin sayesinde 2-1 galip ayrilan taraf oldu. Karlsruher SC´nin ilk golü 1993´lü Türk orta saha oyuncusu Kemal Sert´ten gelirken, diger golü ise 1993´lü Türk forvet Furkan Öncüler´den geldi. Bu macta Karlsruhe adina Kemal Sert ve Furkan Öncüler ile birlikte Mustafa Timar, Koray Gündüzoglu, Tolga Ulusoy ve Eray Gür mücadele etti. Frankfurt´ta oynayan Murat Bildirici, Okan Derici ve kaleci Aykut Özer ile birlikte sahada toplam 9 Türk futbolcu vardi!

Avusturya U15 Ligi´nde ise günün oynanan tek macinda AKA Voralberg U15 Takimi evinde SK Rapid Wien U15 Takimi ile karsilasti. Bu macta 2-1 maglup olan Vorarlberg´in tek golü 1995´li Türk orta saha oyuncusu Oguzhan Celik´ten geldi. Oguzhan böylece toplam gol sayisini 6´ya cikardi.

Danimarka U19 Ligi´nde ise Bröndby Kopenhagen U19 Takimi deplasmanda Esbjerg´i 4-0 ile gecerken, Bröndby´nin ilk golü 1991´li Türk orta saha oyuncusu Azad Corlu´dan (resimdeki gencimiz) geldi. Azad´in toplam gol sayisi böylece 3 oldu.

Almanya Ücüncü Ligi´nde mücadele eden Bayern Münih PAF Takimi bugün evinde karsilastigi Holstein Kiel karsisinda 1990 dogumlu Türk orta saha futbolcusu Mehmet Ekici´nin (soldaki resimde)iki golü sayesinde 2-1 galip gelerek cok önemli 3 puan aldi. 20´inci dakikada Bayern´i penaltidan 1-0 öne geciren Mehmet, rakibin beraberlik golünden sonra 32´inci dakikada galibiyet golünü atarakligdeki toplam gol sayisini 4´e cikardi.Bu macta Bayern formasi altinda ayrica 1988´li Ümit Milli forvet Deniz Yilmaz da 90 dakika boyunca görev yaparken, 87´inci dakikada diger bir Türk orta saha oyuncusu Taygun Kuru maca dahil oldu.

Diger bir PAF Takimi macinda ise VfL Bochum PAF Takimi evinde Worms´u 2-1 yenerken 1987´li Türk orta saha oyuncusu Mirkan Aydin Bochum´un ilk golünü kaydetti. 1,88 metre boyundaki Mirkan Aydin böylece toplamda 4 gole ulasti.

SV Wehen PAF Takimi deplasmanda Bamberg´i 4-1 maglup ederken, 1989 dogumlu orta saha oyuncumuz Yusuf Celiksoy takimi Wehen adina bir gol kaydetti. Bu gol Yusuf´un bu sezonda attigi ilk gol oldu.

Amanya U19 Ligi´nde ise Almanya Sampiyonu VfLWolfsburg´un U19 Takimi deplasmanda Union Berlin U19 ile 1-1 berabere kaldi. Bu macta Wolfsburg´u 1992 dogumlu Türk orta saha oyuncusu Tolga Cigerci 51´inci dakikada 1-0 öne gecirdi. Hücuma dönük orta saha oyuncumuz böylece toplamda iki gole ulasti.

MSV Duisburg U19 Takimi ise evinde Schalke 04 U19 Takimi´ni 3-0 maglup etti. Bu macta Duisburg´un bir golü 1991´li Türk forvet Serkan Özdemir´den geldi. Serkan toplamda 3 gole ulasirken, bu macta Serkan Özdemir´in yanida forma giyen Burak Akarca, Burakcan Kunt, Harun Celebi, Baris Örücü, Arda Nebi, Kerem Kalan ve Ekin Yolasan ile toplam 8 Türk futbolcu Duisburg formasi giydi!
VfL Bochum U19 Takimi evinde Arminia Bielefeld U19 Takimi´ni 4-0 yenerken 1991´li Türk orta saha oyuncusu Ridvan Avci (soldaki resimde) bir gol kaydetti. Ridvan böylece 8´inci macinda toplam 8´inci golüne ulasti.

Viktoria Köln U19 Takimi deplasmanda Preußen Münster U19´a 4-2 maglup olurken, Viktoria Köln adina 1992´li Türk orta saha oyuncusu Nurullah Kayirtar bir kez basarili oldu.

Alemannia Aachen U19 Takimi ise evinde Wattenscheid 09 U19´u 4-1 ile gecerken, Aachen adina 1991´li Türk forvet Selcuk Kaban bir gol kaydetti. Wattenscheid´in tek golü ise 1992´li Türk orta saha oyuncusu Ömer Akman´dan geldi. Selcuk Kaban toplamda ikinci golünü kaydederken, Ömer Akman ilk golünü atmis oldu.

Almanya U17 Ligi´nde ise Schalke 04 U17 Takimi evinde Bonner SC U17´yi 4-3 maglup etti. Bu macta Schalke´nin bir golü toplamda 3´üncü golünü kaydeden 1994 dogumlu Türk orta saha oyuncusu Kaan Ayhan´dan geldi.

Öte yandan Preußen Münster U17 Takimi deplasmanda SF Troisdorf U17´yi 4-1 ile gecerken, Münster´in bir golü penaltidan 1993 dogumlu Türk forvet Semih Daglar´dan geldi. Semih toplamda böylece 6 gole ulasti. Troisdorf´un tek golü ise 1993 dogumlu Türk defans oyuncusu Devin Aksakalli´dan geldi.

Alemannia Aachen U17 Takimi deplasmanda Wattenscheid 09 U17´i 4-1 yenerken, Wattenscheid´in tek golü 1993´lü Türk forvet Semih Esen´den geldi. Semih de toplamda 3 gole ulasti.

FC Köln U17 Takimi evinde Bayer Leverkusen U17´yi 2-1 maglup ederken, Leverkusen´in tek golü 1994´ü Türk forvet Samed Yesil´den geldi. Samed toplamda 4 gole ulasti.

Gecelim Avustrya´ya. Avusturya Profsyonel Birinci Ligi Bundesliga´da SC Wiener Neustadt evinde Austria Wien´i 4-3 maglup etti. Bu macta Neustadt adina bir gol 1987´li Türk defans oyuncusu Taner Ari´dan geldi.

İzleyiciler